Yerli mi sanıyorsunuz? Migros’un İsviçre’ye uzanan şaşırtıcı hikayesi! – Gıda Dedektifi

<br/><figure class="wp-block-embed-youtube aligncenter wp-block-embed is-type-video is-provider-youtube wp-embed-aspect-16-9 wp-has-aspect-ratio">

Köylü bir ailenin çocuğu olarak 1888 yılında İsviçre’de dünyaya gelen Gottlieb Duttweiler liseyi bitirdikten sonra gıda hammaddeleri satan bir şirkette staj yaparak çalışma hayatına atılır. 1917’de çalışmaya başladığı ve sonradan ortak olacağı şirket Birinci Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan ekonomik buhranda iflas eder. Duttweiler eşini ve çocuklarını alarak 1923 yılında Brezilya’ya gider ve tarımla uğraşmaya başlar. Şeker kamışı, kahve ve mısır yetiştirerek geçimini sağlamaya çalışırken kendisinin üretici olarak aldığı fiyatla tüketicinin ödediği fiyat arasındaki büyük fark dikkatini çeker. 1925’te İsviçre’ye dönerek bu konuda neler yapabileceğini düşünür. Bir süre sonra üretici ile tüketici arasında köprü vazifesi görecek, aracıları ortadan kaldırarak tüketicilere uygun fiyatlı ürünler ulaştıracak girişimini hayata geçirmeye karar verir. 

Birikimiyle aldığı beş adet Ford-T kamyonu tekerlekli satış mağazalarına çevirerek Zürih sokaklarında dolaşmaya başlayan Duttweiler, kahve, pirinç, şeker, makarna gibi ürünleri belirlediği %8’lik kar marjıyla satmaya başlar. Böylelikle tüketiciler aynı ürünlere normalde aldıkları fiyatlardan çok daha düşük fiyatlara ulaşmaya başlamıştır. Duttweiler zaman içinde ürün çeşitliliğini arttırmaya, hindistan cevizi yağı ve sabun gibi farklı çeşitleri de satmaya  başlar. Alkol satışına bakışı ise çok katıdır. Duttweiler işletmesinde alkol satmamaya kararlıdır, 1926 yılına gelindiğinde Duttweiler ilk yerleşik mağazasını açar.

Bu süreçte rakiplerini bir hayli rahatsız etmiştir. Düşük kar marjıyla satış yapan Duttweiler’a tepki gösteren fabrikatörler boykot edip ürün vermemeye başlar. Buna da bir çözümü olan Duttweiler kendi markasıyla ürünler satmaya başlar. 1930’ların ortalarına gelindiğinde üyesi olduğu İsviçre Ulusal Konseyi geleneksel perakendeciyi korumak adına Duttweiler’a şube açma yasağı koyarak büyümesinin önüne geçer. Bu gelişme sonrasında Duttweiler işletmesini on iki farklı kooperatife dönüştürerek o tarihteki satış fiyatına denk gelecek şekilde 30’ar franklık hisselere böler. işletmesinin tüm hisselerini – sıkı durun – müşterilerine ücretsiz dağıtarak bir anlamda yıllardır birlikte büyüttükleri işletmesini müşterilerine hediye eder. Ölümünden sonra kurduğu işletmenin asla kar amacı güden bir işletme olmaması adına eşiyle birlikte Duttweiler Vakfı’nı kurar. İşte inanması zor ve bir o kadar da mevcut ekonomik sisteme karşı isyan niteliği taşıyan bu hikayede bahsi geçen işletmenin adı Migros’tur. Migros  çok uzun yıllardır Türkiye’de faaliyet göstermesi sebebiyle birçok kişi – belki de sizler tarafından da – yerli bir marka olarak biliniyor.  Fakat bugün benzer logosuyla İsviçre’de de faaliyet gösteren Migros’un Türkiye’ye geliş hikayesi pek bilinmiyor. 

1953 yılında dönemin başbakanı Adnan Menderes, Ticaret Bakanı Prof. Dr. Fethi Çelikbaş’a pahalılığa çözüm üretmek adına üretici ile tüketici arasında bağ kuracak bir yapıya ihtiyaç olduğunu söyleyerek bu konuda araştırma yapılmasını talep eder. Yapılan araştırmalar sonucunda o dönem “İsviçreli ucuzluk müteahassısı” olarak ün salmış olan Duttweiler isminde karar kılınır. O dönem aynı zamanda senatör olan Duttweiler 8 Ocak 1954’te Türkiye’ye gelerek çeşitli tetkikler yapar ve hükümete bir rapor sunar. Duttweiler’ın sunduğu rapor doğrultusunda aynı yıl İstanbul Belediyesi’nin ortaklığında Migros Türk şirketi kurulur. Şirkettin merkezi faaliyetlerinde çalışacak personelleri İsviçre’de eğitime tabi tutulur. Duttweiler İsviçre’de de büyük önem verdiği kadın işçilerin varlığına Türkiye’deki şirket yapısında da önem verilmesini talep eder. Bundan sebep olacak ki şirketin kuruluş aşamasındaki tüm toplantılara Türk Kadınlar Birliği’nin de katılımı sağlanır. O dönem hükümete doğrudan bağlı bir yapı olan İstanbul Belediyesi’nin önderliğinde bir yıl süren çalışmalar tamamlanarak 1955 yılında Migros Türkiye hepimizin aşina olduğu “seyyar kamyonlarıyla” faaliyete geçer.Duttweiler üretici ile tüketici arasındaki aracıları kaldırarak ucuz ürünler satmak üzere 1926’da İsviçre’de Migros’u kurarken uyguladığı sistemin benzerini Türkiye’de de uygulamaya karar vermiştir. 

1955 yılının Ekim ayına gelindiğinde 20 satış kamyonunda 130 bin kilo mal satarak büyük ilgi gören Migros, dönemin valisi ve aynı zamanda Belediye başkanı olan Fahrettim Kerim Gökay tarafından “evlat” olarak nitelendirilir. Kamyon sayısı hızla arttırılarak 1955 yılının sonlarına doğru Ankara’da da seyyar kamyonlarla satışlar başlar. Türkiye’deki ilk tanzim satış modeli olarak tarihe geçen bu süreçte beklenen büyüme gerçekleşir ve 1956 yılında Beyoğlu’ndaki ilk Migros mağazası açılır. Migros Türk İsviçre’deki sürecin aksine Türkiye’de hükümet tarafından desteklendiği ve herhangi bir engellemeye maruz kalmadığı için kısa sürede şube sayısını arttır ve büyüme katlanarak devam eder. Yerel esnafın daha düşük kar marjıyla satış yaptığı için “Mikrop” adını taktığı işletme 1975 yılında Vehbi Koç tarafından satın alınacaktır. 2009 yılında Migros Türk olan unvanını Migros Ticaret A.Ş. olarak değiştiren Migros 2015 yılında Koç Grubu tarafından Anadolu grubuna satılır. Uzun bir süre BC Partners’a bağlı iştirakler ve Goldman Sachs International gibi fonlar tarafından ortaklıklarla yürütülen süreçte bugün Migrosun çoğunluk hissesi Tuncay Özilhan’ın yönetim kurulu başkanlığı yaptığı şirketlere aittir. Migros’un %26,8’i ise halka açık durumda borsada işlem görmektedir. 

Devlet imkanlarıyla ülkeye getirilen ve yine devlet imkanlarıyla büyütülerek vatandaşa tanzim satış modeli olarak sunulan Migros Türk, kuruluşundan 20 yıl sonra  Türkiye’nin en büyük sermaye şirketlerinden birine devrediliyor. Bu şirket de Migros’u büyütüp karını arttırarak çok büyük karlarla başka bir sermaye grubuna aktarıyor. Duttweiler tarafından kurulan orijnal Migros kuruluşundan 96 yıl sonra bugün İsviçre’deki faaliyetlerine hala kar amacı gütmeden, 10 farklı bölgeye yayılmış kooperatif yapısıyla devam ediyor. Bugün İsviçre Migros tam 2,27 milyon kooperatif üyesine sahip, %59’unun kadınların oluşturduğu binlerce personeliyle 30 milyar İsviçre frankı değerinde “halkın sahip oılduğu” bir dev niteliğinde! İsviçre’nin en büyük perakendecisi olan Migros, Duttweiler’ın kuruluş prensiplerinden bir adım bile taviz vermeyerek yoluna devam ediyor. Merak edenler için belirtelim, Duttweiler’ın alkol satmama prensibi 1962 yılındaki  ölümü sonrası geçen 60 yıldır bozulmamıştır, İsviçreli Migros’ta alkol satılmamaktadır. #NeYediğiniziBilin

Kaynak: Gıda Dedektifi