Değerli Okurlarım,
Hareketli bir haftayı daha geride bıraktık. Dünyada pandemiyle birlikte başlayan olağan dışı gelişmelerle hayatımızda da birçok alanda ezberler değişti. Eskiden toplu sözleşmelerde enflasyon artı 3-5 puanlarla pazarlıkların yapıldığı masalardan, şimdilerde toplu sözleşmelerin ardından yüzde 50’lerin, 30’ların, 20’lerin ek iyileştirme zammı olarak bile tatmin etmediği masaları konuşur tartışır olduk. Ücretli çalışanlar, alım gücünün o kadar düşmediği hayat pahalılığının bu kadar artmadığı o dönemlerdeki rakamların bile koşullarını inanın arar oldu.
THY Teknik ile Özçelik İş sendikası arasında imzalanmış 7. Dönem toplu sözleşmeye göre enflasyon +1 puanla belirlenmiş zam oranları ek protokolle güncellendi. THY Teknikte düşük ücretli iş gruplarının olması, maaşların asgari ücrete iyice yaklaşarak makasın daralması bu durumu daha da elzem hale getirmişti. Hemen hemen her hafta bu konuyu AirlineHaber olarak dile getirip tüm ayrıntılarıyla sorunları ve beklentileri gündeme taşımış ve yetkililere de köşemizden çağrılarda bulunmuştuk. Öncelikle tüm eksiklerine ve eleştirilerimize rağmen Sn. Mikail AKBULUT’u sendikanın taleplerini geri çevirmeyerek düşük iş gruplarının iş tazminatına yaptığı ilave %10’luk zam ve teknik destek personellerinin Teknisyenliğe geçişinin önünü açması nedeniyle takdir ediyor, onlar adına da teşekkür ediyoruz.
Tabii ki kar eden, kazanan ve büyümeye devam bir şirketten herkes daha anlamlı ve daha yüksek rakamlar ve zamlar beklerdi. Ama görünen o ki Teknik A.Ş.’nin, THY A.O. altında bir iştirak olması da bu zam oranlarını sınırlayan belirleyici bir faktör olmuş. Bu nedenle Teknik A.Ş. de toplu sözleşme dönemleri gibi zamlar ve sosyal yardımlar da eşitlenmeye çalışılmış. Bu durum görece olarak yönetenler için bir konfor ya da bir stratejik araç haline getirilse de bunun çok adil ve yapıcı olduğunu düşünmeyenlerdenim.
Kabin memurlarına verilen ilave 10.000 TL, yetkili teknisyenlerinizi çok incitip rencide etmiş durumda. Tabii ki uçuş emniyetinin ve havayollarının görünen yüzü kabin memurlarına verilen ilave yanlış görülmüyor hatta sonuna kadar da hak ediyorlar. Ancak düşük iş gruplarına ilave bir zam oranı verilmesi yetkili teknisyenleri rahatsız etmese de gelen tepki ve yorumlara baktığımda uçağı uçuşa hazır hale getiren arkadaşlarımızın kabin memurlarımızın gördüğü değeri görememesi ve hatta VİDA SIKAN adam karşılaştırılmasındaki gafın hangarlarda derin bir burukluk yarattığı besbelli.
Yaşanan bu süreç, her ne kadar toplu sözleşme dönemi değil de ek protokol olarak düzenlense de toplu sözleşme dönemi kadar güçlü bir beklenti oluşturduğuna şahit olduk. İş grupları arasında yeni geçiş ve terfi sisteminin de çalışanların lehine olması, kıdem ve daha objektif koşullara bağlanması da memnuniyet yaratmış. Eskiden birilerinin iki dudağı arasında yürüyen, sınav ve mülakat gibi bariyerlerin kaldırılması da çok önemli bir adım. Umarım çalışanların lehine bir metot, ücret ve hak kaybı yaşatılmadan uygulanabilir. Çünkü bir personelin ömür boyu bir iş grubuna ya da bir maaş skalasına mahkûm edilmesi doğru ve adil bir kariyer yönetimi olamazdı zaten. Tüm eksik ve aksaklıklara rağmen çalışanların lehine bir çaba gösterilerek, düşük ücretlilerde bir fark yaratma gayretini ileride daha başarılı mücadelelerin verilebilmesi için küçümsememek lazım.
Bir de kendi kirli hesaplaşmalarıyla böylesi önemli süreçlerde tam imzaların atılacağı, emekçilerimiz için kararların alınacağı zamanlarda asılsız ve ahlaksız haberlerle sahte manşetler atanlar oldu. Birincisi ilkeli ve onurlu habercilik anlayışı gereği bizler belgesi ve dayanağı olmayan hiçbir konuda haber ya da yazı yazmamaya özen gösteriyoruz. Hakaret, nefret ve ötekileştirici ifadeler içeren yazı ve yorumlara da fırsat vermiyoruz. Çünkü her bireyin hukuken kişisel hak ve hürriyetine saygı duymak zorundayız. Size gelen her yalan yanlış bilgiyi haber yapıp herkes hakkında karalayıcı ya da itibarsızlaştırıcı haberler yayınlarsanız sizin dürüstlüğünüz, saygınlığınız ve mesleğinize saygınız tartışılır. Eğer birilerini kasten hedef haline getirip küçük düşürmek istiyorsanız ya bir kişisel hesabınız vardır ya da bir menfaat karşılığında kaleminizi kiralayıp, satılık ısmarlama haberler yapıyorsunuzdur.
Ben hem akademik kimliğim hem de aile terbiyem gereği, yıllardır babamla da mutfağında bulunduğum habercilik alanında tüm ilişkilerimi ahlaki değerler içerisinde objektif, tarafsız bir duruş üzerine inşa ettim. En tepesinden en altına kadar havacılık sektöründeki birçok üst düzey yönetici, çalışan ve sosyal paydaşlarla görüşür tanışırız. İşimiz gereği her kesimden insanla görüş ve fikir alışverişlerinde bulunur bize gelen her şikâyet, sorun ve taleplere de aracı olmaya çalışırız. Bu alanlardaki her görüş ve eleştirilerimizi de hukuk ve ahlak çerçevesinde hiç kimseden, hiçbir makamdan çekinmeden açıkça ortaya koyarız.
Herkesin bir siyasi görüşü ve düşüncesi elbette olacak. Lakin bunu ne sayfalarımıza ne de satırlarımıza bulaştırma lüksüne sahip değiliz. Bizler dürüst, şeffaf bir anlayışla okurlarımıza ve bizleri takip eden kitlelerimize karşı sorumluluk duygusu ile hareket etmek zorundayız. Ben bu bakımdan şunu açıkça ifade etmek istiyorum. Rahmetli babam bize hep mazlumun yanında, zalimin ve ahlaksızın karşısında dimdik durmayı öğütledi. Biz çıkarlara göre değil hakikatlere göre yazmaya devam edeceğiz. Bakın yıllarca işvereninden sendikasına kadar her kesimi en ağır biçimde eleştirip yanlışlarını da ortaya koydu bu köşe… Ayrıca Taşeronundan kadrolusuna, teknisyeninden kokpitine, kabin memuruna kadar hemen hemen her kesimden emekçinin sesi ve nefesi olmaya çalıştı. Yeri geldi sizlerin adına ricacı ve talepkâr oldu. Yeri geldi adaletsizliğe haksızlığa satır oldu, mızrak olup saplandı.
Yıllardır gündemde tuttuğumuz taşeron konusunda atılan adımlara, teknik destek ve destek işçilerinin yaşadığı sıkıntıların aşılmasına, yetkisiz teknisyenlerin ve diğer mühendislerin memur gibi her unvandaki çalışanların bir kariyer ya da ücret sorununun çözülmesine destek olabiliyorsak, bir parça katkı sunup, bir ufuk açabiliyorsak bu yeter bize. Sendikalara ve işveren yetkililerine, bize ulaşan her görüş ve eleştirinin tüm beklentilerle anlaşılabildiği resmi ortaya koyabiliyorsak ne mutlu bize…
Gündeme getirdiğimiz ve çözüme kavuşan her kalemde inanın kendimizde de büyük bir mutluluk payı buluyoruz. Çünkü bu köşe ve sizler bana babamın emanetisiniz. Ben bu emaneti gururla ve mutlulukla taşımaya devam edeceğim. İnşallah babamın son nefesine kadar hizmet ettiği bu sektöre bizde gücümüz el verdiğince hizmet edeceğiz.
Bu vesileyle UTED’in yeni heyecanını, yeni ekiplerle yeni oluşumları ilgiyle yakından takip ediyorum. Bu oluşumda yeni yüzlerle vitrinlerin yenilenmesini, yeni soluklarla yeni başlangıçların yeni umutları yeniden filizlendireceğini düşünüyorum. Umarım oralardaki yenilikler de herkese iyi gelir. Derneğin üzerindeki bu ölü toprağı dağılır gider. Varlığını daha çok hisseder, üyeleri için sesini daha çok duyarız.
Bu hafta siz değerli okurlarımıza duyurduğumuz diğer güncel ve gurur verici konulara gelirsek, ilk olarak TUSAŞ için gurur verici bir gelişme yaşandı. HÜRJET motor çalıştırdı ve göklerde yer almasına az kaldığı ifade edildi. İkinci olarak, Pegasus Hava Yolları sürdürülebilir havacılık yakıtı kullanımının 2023 ve 2024 yıllarında İzmir Adnan Menderes ve Ankara Esenboğa Havalimanlarında artan hacimle devam edeceğini açıkladı. Açıkçası son yıllarda gittikçe önem kazanan Annex 16 Çevre Koruma standartlarını düşündüğümüzde bu gelişmenin ülkemiz için önemli olduğunu belirtebiliriz. Son olarak, 2022 yılını uçuş sayılarında Avrupa birincisi olarak tamamlayan İstanbul Havalimanı yeni yılda hızını daha da arttırdı. İGA, 23-29 Ocak haftası günlük verilere göre 1229 uçuş ile (Londra Heathrow 1104 uçuş, Paris CDG 1046 uçuş) rakip havalimanlarına kıyasla arayı daha da açarak liderliğini sürdürmüş.
Tebrik ediyoruz…
Hepinize saygı ve selamla mutlu haftalar dilerim…