Güzel Günler Göreceğiz – Airline Haber

 </p><img src="https://149572917.v2.pressablecdn.com/wp-content/uploads/2021/11/Air-New-Zealand-1000den-fazla-ucusunu-iptal-etti-Airline.gif"/>

Ülkemizde havacılık alanında farklı konularda eğitim veren pek çok türde ve çok sayıda eğitim kurumu ülkemiz havacılığının geleceğinde etkili oluyor. Bunların bir kısmı büyük havayolu ya da havacılık işletmelerinin bünyesinde, bir kısmı bağımsız eğitim ve danışmanlık kurumları olarak ve bir kısmı da üniversitelerde çeşitli havacılık iş kollarında öğretim faaliyetlerini yürütüyor. 

Konu gençlik ve konuşulan gelecek olunca, yaşını almış birçok havacı gibi benim de kanım kaynıyor. 

Öğrencilerime havacılığın koskocaman bir dünya, her bir havacının o kocaman dünyada küçücük ama çok önemli bir yer olduğunu anlatırım hep. Bunun sebebi, gelecekte gökyüzünde her ne tür bir araçla ve nereye seyahat edecek olursak olalım o genç insanların her birinin emeği, dikkati, becerisi sayesinde havada kalacağımızın farkında olmamdır. Çünkü kaliteli bir eğitim kurumunda amacıyla örtüşen meslek eğitimi vermek, aslında bir kişi üzerinden bir aileye ve o sayede birkaç nesile can suyu vermek anlamına da geliyor.

Bugünkü yazımızda, tam burada durup geriye dönerek geldiğimiz yollara, sonra önümüze dönüp gideceğimiz yollara bakacağız bugün.
Gençler Havacılık Eğitimlerini Hangi Kuruluşlarda Alıyor? 
Büyük resmi bilmeyen okuyucularımız olabilir düşüncesiyle kısa bir açıklama ile gireceğim konuya. Bilenler de eksik ya da hatalı anlattığımız olursa ikaz etsin, düzeltsin istiyorum. 

Ülkemizde, bugün itibariyle, Sivil Havacılık otoritesi tarafından onaylanmış yetki sahibi eğitim kuruluşu 13 ayrı alanda eğitim vermektedir. Bunlardan meslek edindiren kuruluşları daha detaylı incelediğimizde;

  • Çeşitli lisanları vermeye yetkilendirilmiş pilot yetiştiren “ATO/DTO” statüsünde 50 kuruluş,
  • Hava Aracı bakım teknisyeni yetiştiren 15’i “Tanınan Okul Statüsü”nde olmak üzere toplam 26 kuruluş,
  • Kabin Görevlisi yetiştiren ve 7’si havayolu işletmeleri bünyesinde yer alan toplam 18 kuruluş,
  • Uçuş Harekât Uzmanı yetiştiren 10 kuruluş,
  • Hava Trafik Kontrolörü yetiştiren DHMİ’nin yanı sıra biri devlet ve biri vakıf (Nişantaşı, bizim bölümümüz) olmak üzere 2 üniversitede görmekteyiz.

Anılan kuruluşlarda öğrenim gören öğrenciler ve sürdürülen eğitimler hakkında istatistiksel verileri ve olası açılımları değerlendireceğimiz bir başka yazımız daha olacak. Bugünkü yazımızda bu eğitimlerin adı, işlevi ve hangi koşullarda daha etkili olabileceği hakkında görüşlerimi sunacağım.

Öncelikle belirteyim ki havacılık bizim kimliğimizdir, içinde kültürel ögeler barındırır. Bu ögeler iletişimimizde, okumalarımızda ve yazmalarımızda belirgindir, net seçilir. Harfleri fonetik alfabe ile kodlamamız, uluslararası toplantılar ya da randevularımız için GMT kullanmamız, günaydın yerine “günaydınlar olsun” dememiz, günlük hayatta bir konu anlatırken havacılık terimlerinden örnek vermemiz bu sebeptendir. 

Bu açıklamayı yaptıktan sonra daha rahat söyleyebiliriz: pilot, hava trafik kontrolörü, hava aracı bakım teknisyeni, kabin görevlisi gibi kavramlar “havacılıkta meslekler ”in adlarıdır. Bir meslek çok sayıda iş içerir. Bu işleri yapmak için de gerekli yetkinliklere sahip olmak gerekir. Bir mesleği icra edebilmek için gerekli olan yetkinlikler, işleri parça parça tanımlayıp bir gelişim çizgisi üzerinde görevlerde tanımlayan bir bütünde öğretim faaliyeti olarak planlanır, uygulanır, geliştirilir. Havacıların işlerinde “yetkin” sayılabilmesi için, eğitim programlarında farklı işleri başarabilmek üzere tanımlanmış olan;

  • Teorik “bilgi ”de yeterliliğe,
  • Bildiğini motor becerileri ile sergileyebilecek “teknik” yeterliliğe,
  • Beyne duyular aracılığıyla gelen bilgilere işlem yaparak basit veya karmaşık tüm tepkileri verebilmesine olanak sağlayan dikkat, hatırlama, mantık, muhakeme, karar gibi süreçlerde karşılık bulan “bilişsel” yeterliliklere sahip olmayı gerektirir.

Dahası, bildiklerini uygularken fiziksel, psikolojik ve bilişsel hazır bulunuşa sahip olmak da gerekir. 

Eğitim kuruluşları, Sivil Havacılık otoritesi tarafından onaylanmış eğitimcilere kursiyer/öğrencileri önceden belirlenen yetkinliklere ulaşsın diye, uluslararası standartlara göre belirlenmiş programlarında yer alan kursları sunmaktadır.
Üzümü Nerede Yemek Gerek?
Pekiyi, hangi eğitim kurumu daha iyidir? Örneğin pilot olmak için önce bir üniversiteden mezun olup sonra uçuş okulunda eğitim alarak pilot olmak mı iyidir, yoksa doğrudan pilotaj bölümünden mezun olmak mı iyidir? Hava aracı bakım teknisyeni olmak için önce lisans diplomasıyla mezun olup sonra bir SHY-147 organizasyonunda B1/B2 lisans eğitimi almak mı iyidir yoksa üniversitelerde bu eğitimi veren bölümlerden mezun olmak mı iyidir?

Burada en önemli olarak üniversitelerde havacılık bölümlerini seçmenin her koşulda yaklaşık 2 yıl önce iş hayatına atılma olanağı tanıdığını belirtelim. Sonra eğitimin de sınavın da üniversitelerde daha uygun fiyatlarla sunulmuş olduğunu vurgulayalım. 

Diğer tarafta, sektördeki eğitim kurumlarının da doğrudan sektör deneyimi daha fazla olan eğitimcilerle öğretim vermesinin yanında örgütsel esnekliklerinin daha iyi olmasının üstün geldiğini belirtelim.

İşin zaman ve finansal tasarrufunu bir yana koyup eğitim kalitesine odaklanırsak, üniversitelerde derslerin ve kursların işleniş biçimi, uygulanan modern öğretim teknikleri, bina ve eğitim materyalleri yönünden avantajları bulunmaktadır. Ayrıca farklı meslek eğitimi gören öğrencilerin bir arada ders alması, projelerde ve etkinliklerde doğrudan iletişim kurması inanılmaz ölçüde beklenen ya da beklenmeyen faydaları beraberinde getirmektedir. 

Eğer bir üniversitede farklı havacılık bölümleri bulunmaktaysa, eğitimcilerinin sektör deneyimi varsa, öğretim faaliyetleri aksamadan yürütülüyorsa tercih edilmelidir. Üniversiteler havacılıkta bir ekosistem oluşturabilmektedir. Havacılık kültürünü geliştirmekte önemli olanaklara sahip oldukları açıktır. Ayrıca, öğrencilere Çift Anadal, yurtdışı öğrenci değişim programları, farklı sertifikasyon eğitimleri gibi ilave olanakları sundukları için rekabette üstün konuma sahiptirler.

O yüzden, verilen meslek eğitiminin türüne ve gerekliliklerine uygun şekilde işbirliği olanakları geliştirilmelidir. Örneğin pilot ya da kabin görevlisi olarak öğrenim gören öğrencilerin sivil havacılık gerekliliklerini de YÖK gerekliliklerini de sağlayan müfredatlarında İşbaşı Meslek Uygulamaları (İMU) da bulunmalıdır ya da ilave edilmelidir. Burada yenilikçi çözümlere de ihtiyaç bulunmaktadır. Benim uçucu eğitimlerinde önerim 10 sorti uçuş süresince sadece gözlem yapmak ve notlar almak üzere öğrencilerin görevli personel ile birlikte havayolu işletmelerinde uçuş yapmalarıdır.
Öğretimin Bitmeyen Değişimini Nasıl Yorumlamalıyız
Havacılıkta farklı meslek grupları için yürütülen öğretim faaliyetlerinin türü ve içeriği ne olursa olsun giderek daha fazla olarak yazılım bilgisi ve mühendislik yaklaşımlarına gerek duyulmaktadır.

Yeni dönemde bilgi sistemlerinin kullanım becerilerinin çok daha fazla olarak gerekli olacağını öngörüyorum. EASA ile uyum bağlamında zaten yetkinlik temelli yaklaşımda hızla ve mutlaka yol kat edeceğiz. Yeni dönemde odakta kanıta dayalı ya da kanıt temelli eğitim olarak dilimize çevirilen “evidence based training-EBT” bulunacaktır. Böyle olacağını ICAO ve EASA’nın son dönem yayınlarında ve birkaç öncü akademik makalede görüyoruz. Bu nedenle eğitim organizasyonları eğitimlerini iyileştirirken, gerçek dünyadaki verilerden yola çıkmak zorunda kalacaklardır. Bu da daha kapsamlı sektör-üniversite işbirliklerine doğru dönüşümün bir diğer habercisi sayılabilir.
Uğur Beyin Göçünün Düşündürdükleri
Yukarıda anlattıklarımız çerçevesinde tam da bu noktada belirtmeliyim ki;

yetkin, becerikli, eğitimde yeniliklere açık, uluslararası projeler yürütebilen, sektörle işbirliklerinde ve danışmanlıklarda deneyim sahibi, uluslararası önemli yayınlar yapabilen akademik havacı personele ihtiyaç artmış bulunmaktadır. 

Bu tarife tam uyan çok önemli bir akademisyeni, Uğur Turhan hocamızı önce Doçentlik kriterleri, idari hususlar, vb gibi iç çekişmeler sarmalında küstürdük. Bir süre sessizdi. Sonra yurtdışında çalışmaya başladığını haber aldık. Ben buna Uğur beyin göçü diyeceğim. Endişem, arkasının geleceğini maalesef haber aldığım için büyüyor. Birkaç kıymetli hocamızın daha bavulunu topladığını duyduğum için üzgün olduğumu belirtmek isterim.

Savunma sanayiindeki mühendis kayıplarımız birçok okurumun hayal bile edebileceğinden fazla zaman kaybına neden olmuştu. Ülkemiz tam atılım yapabileceği yıllarda beyin göçü yaşadığı için önemli fırsatları kaçırma riskimiz bulunuyor.

Pandeminin tamamen sona ereceğini umduğumuz 2022 yılı içinde birçok havacılık meslek eğitiminde sadece ülkemizde değil, bölgemizde de havacılık eğitimlerine büyük bir ihtiyaç varken bu sorunu yaşamamalıyız. Eğitim kurumlarımızdan gurur veren mezunlar yetişip benzersiz işlere yurtiçinde ve yurtdışında imza atıyor. Önümüzdeki büyük olanakları riske atmamalıyız.
120 Yaşında
Nazım Hikmet 120 yaşında. Hala aramızda olduğu kesin çünkü eziyetlerle dolu yaşamı boyunca en kötü günlerde yılmamak ve üretmek konusunda hepimize örnek oldu. Özgürlüğü elinden alındığında mahpus damında da özgürlüğüne kavuşunca da dünyanın dört yanında insanların hayatlarına dokunup yol göstererek ve onlara kendi elleriyle yeni seçenekler, yeni hayatlar sunarak umut saçtı.

Tam da buna ihtiyacımız var. Bu yüzden, yazımızı onun kalbinden fırlayıp bizim kalplerimizi delen dizeleri ile tamamlayalım:

İnanın güzel günler göreceğiz çocuklar

Güneşli günler göreceğiz

Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar

Işıklı maviliklere süreceğiz

Dr. Cengiz Mesut BÜKEÇ,

Kaynak: Airline Haber