Vahşet tablosu

Basınımızda gün geçmiyor ki bir kadının öldürüldüğüne ilişkin haber çıkmasın. Her gün gazete haberlerindeki toplumsal olayların başında kadınlara yönelik saldırılar geliyor. Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddelerinde önleyici ağırlıkta değişiklik yapılmazsa, durumun ilkelliği, vahşeti sürecektir. Toplumsal yaşamı karartan vahşeti önleyecek çalışmalar gecikmekte, ulusal yapımızın temeli her gün yeni saldırılarla sarsılmaktadır. İnanç bağlamında kadınlara, özellikle annelere ilişkin Kur’an-ı Kerim’de 6666 âyet içinde çok anlamlı değiniler vardır. Müslüman çoğunluklu bir ülkede bu açıklık ve buyruklara, yasa kurallarına karşın kadınlara yönelik şiddet çok üzücü ve çok düşündürücü düzeydedir, 2020 yılının on ayında 453 kadın öldürüldüğüne ilişkin haberler hepimizi üzmeli, hattâ utandırmalıdır. Bunlar bizim kızımız, kardeşimiz, annemiz, halamız, teyzemiz, akraba ve arkadaşlarımızdır.

Yalnız toplumsal değil, ulusal yaşamımızı da karartıp kirleten bu durum hepimizi, öncelikle yöneticileri düşündürmelidir. Yaşam kaynağımız, en özverili ve içtenlikli dayanağımız olan kadınların değerini bilmekte kusurlu bir toplumuz. Dışlama, yararlanma, çalıştırma ve kötü davranışlarla ezip üzülen kadınlarımız gerçekte bizim toplumsal gücümüz, yaşamsal direncimizdir. Eş ve anne olarak yükümlülüklerini özenle yerine getiren kadınlarımıza karşı bir tür çekememezlik, bir tür ikinci sınıf yurttaş gözüyle bakmak hastalığı toplumsal düşüşün belirtilerinden biri, hattâ başlıcasıdır.

Büyük ATATÜRK’ün kadınlarımıza ve annelerimize ilişkin unutulmaz değerli, özlü sözleri, annelerimizin büyük özveriyle çocuklarına ve eşlerine bakımı, özeni bize ışık tutmalı, onlara karşı tutum ve davranışlarımızda daha duyarlı, daha dikkatli, daha saygılı olmalıyız.

TBMM’nde milletvekillerine ilişkin fezlekelerin giderek artması kural aykırılığının ne ölçütle arttığının üstdüzey bir kanıtıdır. Sayısı bini aşan fezleke toplumsal barıştaki üzücü durumu ortaya koymaktadır. AKP genel başkanının damadının bakanlıktan ayrılmasıyla sözünü ettiği “ekonomik ve hukuksal reform” sözü eylem ve işlemlerine ters düşmektedir. İnan ve güven yitiminin önemli düşülerden biri olduğunu kimse unutmamalıdır.

Yaşamın tadı toplumsal aydınlıktan, karşılıklı güven, sevgi ve saygıdan, birliktelik ve mutluluktan gelir. Yurttaşlar arasındaki ilişkilerin durumu ve düzeyi yaşam için önemli bir göstergedir. Kötü siyasetin neden olduğu ayrılık ve karşıtlıklar uygarlık yönünden utandırıcıdır, sakıncalıdır. Çağdaşlık ve uygarlıkla demokratlık sözle değil, eylemle yaşam biçimiyle gerçek olur. Ötesi lâftır.

Kaynak: Sözcü