Partizan Neşriyatı Dinlemek İstemeyenler Derneği

Başbakan Adnan Menderes, 12 Ekim 1958’de geldiği Manisa’da, vatandaşları “Nifak Cephesi” diye nitelendirdiği, başta Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) olmak üzere muhalefete karşı Vatan Cephesi’nde buluşmaya çağırdı.

Menderes’e göre muhalefet, fabrika ve barajlara hasım gözüyle bakıyordu.

“Vatan Cephesi’nde birleşerek eserlerimizi hep birlikte muhafaza edeceğiz” diyordu, Menderes.

Demokrat Parti (DP) bünyesinde il, ilçe ve bucaklarda Vatan Cephesi Ocakları açıldı. Açılışlarda nutuklar atılıyor, DP’ye toplu katılımlar oluyordu.

Partiye gelemeyenler ise radyo yoluyla Vatan Cephesi’ne kaydoluyordu. Vatandaşların gönderdiği iddia edilen mektup ve telgraflar DP’de biriktirilip Ankara ve İstanbul radyolarının haber bültenlerinde okunuyordu.

Örneğin, mektuplardan biri şöyleydi:

“Kendimi bildim bileli CHP’liyim. Fakat DP’nin memleket çapında gösterdiği büyük fedakarlıkları göz göre göre inkar edemeyecek duruma geldim. Maaile kaydımın DP’ye yapılmasını rica ediyorum.”

Partizan yayın CHP lideri İsmet İnönü’nün nutuklarına dahi girdi.

İnönü, “Vergimizle yaşayan müessesenin 24 saat milletin çoğunluğuna sövmesine tahammül etmenin çaresini bulacağız” dedi.

O çareyi üç arkadaş buldu!
Dünyanın en kısa ömürlü derneği
Radyo İstasyonlarından Ajans Haberlerini ve Partizan Neşriyatı Dinlemek İstemeyenler Derneği, bugünlerde kuruldu.

Üç kurucusu vardı: CHP’li avukat Bedrettin Çalışkur, DP’li Altınay Onat ve Teknik Üniversiteli Fehmi Dermirtaş.

Üç kafadar 1 Aralık 1950’de basın toplantısı yaparak, derneğin kuruluşunu ilan etti.

Başkan Çalışkur’a siyasi gayeleri yoktu.

Şöyle konuştu, Çalışkur:

“Radyodan siyasi konuşma dinlediğimiz zaman geniş ölçüde huzursuzluk duyuyor ve sinirleniyoruz. Onlara mukabele edemeyiz ama düğmeyi kapatmak elimizdedir. Partizanca neşriyattan şikayetçi olanları bir araya getireceğiz. Neşriyattan mağdur edilen şahısları teselli edecek, asabı bozulanlara tıbbi ve psikolojik yardımda bulunacağız.”

İstanbul Valiliği, “kasıt ve niyet bakımından suç mahiyetinde” görüldüğü için bir gün sonra derneği kapattı. Galata Necatibey Caddesi Mimar Han’daki dernek mühürlenirken, kapısına polis dikildi.

Cumhuriyet, 3 Aralık 1958 günü ilk sayfasında, “Dünyanın en kısa ömürlü derneği” diyerek olan biteni duyurdu.

Yazıda şöyle deniliyordu:

“Radyo bugün bir devlet inhisarıdır (tekel). Nitekim rakı da öyledir, tütün de öyledir. Yarın şarabın ve tütünün zararlı olduğunu söyleyenler bir araya gelerek bir dernek kursa biz gene adliye kapısına mı koşacağız? Yoksa maksadınız hem radyoda partizan neşriyat yapmak, hem de bu neşriyatı isteyene istemeyene zorla dinletmek midir?”

Kuruculara 6 Aralık 1958’de “kanun ve nizamlara aykırı hareket etmek” suçundan bir dava açıldı. Çalışkur, ilk duruşmada Vatan Cephesi’ne geçiş haberleriyle sinir hastalığına uğradığını söyledi.

Aynı gün Cumhuriyet’te, “Vatan Cephesi’ne kaydedilen ölü” başlıklı bir haber dikkat çekiyordu. Habere göre, radyodan Vatan Cephesi’ne katıldığı duyurulan Sivas’ın Mehmetpaşa Mahallesi’nin CHP’li muhtarı Abdurrahman Aydemir, iki ay önce vefat etmişti. Bu haberin Sivaslıları hayret içinde bıraktığı aktarılıyordu.

Çalışkur’un mücadelesi sonuç vermedi.

Dernek, 13 Kasım 1959’da mahkemece feshedildi.
Vatan Cephesi’nden Cumhur İttifakı’na
Vatan Cephesi’nden 62 yıl sonra bugün, başta TRT olmak üzere onlarca TV kanalı ve gazete partizan neşriyat için kullanılıyor. Kamu ilanları ile ayakta tutulan ya da yandaş iş adamlarına aldırılan kanalların yüzüne bakan yok.

Bu gazetelerden hiçbiri okunmuyor.

Hal böyle olunca…

SÖZCÜ gibi muhalif gazete ve gazeteciler FETÖ’cülük, darbecilik, terör örgütleri adına faaliyet göstermek ve casuslukla suçlanıyor.

Direnenler ise trajikomik gerekçelerle susturuluyor.

Örneğin Halk TV’nin ekranları “Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırılık” iddiasıyla beş gün karartıldı. TELE 1, bir ilahiyatçının görüşlerinden ötürü “toplumu kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan kapatıldı.

RTÜK, 1 Ocak 2019’dan 15 Mayıs 2020’ye kadar iktidar yanlısı kanallara yalnızca üç yaptırım uygularken; Halk TV, TELE 1, FOX TV ve KRT’ye 36 ceza kesti.

“Bütün bu baskılar neden?” sorusuna…

1959 Türkiye’sinden İsmet İnönü yanıt veriyor:

“Şimdi, ihtilal, iktidarı bir defa eline geçirmiş olanlar tarafından yapılıyor. Son zamanların modası budur. Seçimle iktidara geliyor. Devletin vasıtalarına el koyuyor; seçimle gitmek ihtimali ufukta görüldü mü, ben gitmem telaşına düşüyor.”

Kaynak: Sözcü