“YÖK” DEN GERİ ADIM… – Airline Haber

Merhabalar, bu haftaki yazımıza bir haberle başlayalım.

KDK başvurularımıza cevaben YÖK tarafından Üniversiteler Arası Kurul’dan yeniden görüş istendiğini öğrenmiş bulunmaktayız. Umarız ÜAK ve danıştığı kurumlarımız yine benzer hatalı bir görüş bildirerek hakkın sahibine teslim edilmesini geciktirmezler. Bizler de ÜAK’a açıklayıcı ve net dilekçeler ile muhatapları ilgili kanunlar çerçevesi içerisinde görüş bildirmeleri konusunda uyarmalarını arz/rica ettik.

Konu hukuk ve kanunlar olunca çoğumuzun okumadan geçtiğini kendimden biliyorum. Ama bu kez lütfen sonuna kadar okuyalım, bu bizim davamız ve konu gayet basit. Teşbihte hata olmaz, babamızdan miras kalan tarlayı alabilmemiz için gerekli olan yazıyı, muhtar ile köyün ağası bir olup, bizi sürekli oyalayıp bir türlü imzalamıyorlar. İstediğimiz babadan kalan tarla, onlarsa “köyün çeşmesinde hiçbir hakkınız yok” şeklinde yanıtlar veriyorlar. Yani, biz, Havacılık Fakülteleri, havacılığın dizayn ve teorik tarafında olan Uçak Mühendisliğine değil, hem teorik hem pratik ve teknoloji tarafında olan ve özellikle Bakım Sektörünün kalbi olan Uçak Gövde-Motor ve Aviyonik Mühendisliğine haiz olduğumuzun onayını beklemekteyiz.

Muhatapların okuduklarını anlayacak kabiliyette olduklarını kabul edersek muhtemeldir ki topu sürekli taca atıyorlar. O gol son dakikada bile olsa atılacak, korkunun ecele faydası hiç olmamış, aslında korkulacak bir şey de yok. Herkes kendi işini yapmaya devam edecek. Biz kaybettiğimiz yıllara üzülsekte halen öğrenci olan kardeşlerimiz, Emre, Ahmet, Didem, Tuğçe evvel Allahın izni ile mühendis olarak mezun olacaklar. Sonra isterlerse THY’de, ASELSAN’da Aviyonik Mühendisi, Sistem Mühendisi olarak çalışacaklar, isterlerse diplomalarının üzerine lisans ve tip eğitimlerini alıp abileriyle ve ablalarıyla birlikte ülkemizin güzide şirketlerinde veya benim gibi yurtdışında MRO’larda bilfiil uçak üzerinde çalışacaklar. Ama en önemlisi bu onların tercihlerine ve ülkemizin ihtiyacına göre şekillenecektir, bir grup insanın menfaatleri ve fikirlerine göre değil. Ancak o zaman kaybolan yıllarımızı ve yenilen haklarımızı helal ederiz. Onlara bu imkanı sunmak bizim hayalimiz olsa da ülkemizin vazifesidir. Sonra da onlar bu motivasyonla kimilerine göre çok uzak bana göre gayet olası olan milli hedeflerimizi gerçekleştirecekler, Boeing ve Airbus gibi büyük bir üretim ve iş kaynağı imkanını ülkemize kazandıran bir neslin anahtarları olacaklardır.
Adalet mülkün temelidir.
İTÜ Makina Mühendisliği’ni 3.98/4 ortalama ile 1.5 sene önce bitiren ve 26 yaşında doçent unvanı alan merhum Prof.Dr. Necmettin Erbakan, “Kanunlar ve nizamlar ne kadar mükemmel olursa olsun, onu tatbik edecek insanın içerisine hak ve adalet sevgisi girmemişse, netice tersine tecelli edecek; adalet yerine adaletsizlik, sosyal adalet yerine sosyal istismar hakim olacaktır.” Demiştir.

Hem bir Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi hem de okulumuz mezunu bir arkadaşımızın değerlendirmelerine hepimizin dikkatini çekmek istiyorum; YÖK’ün, teknik hizmetler sınıfında yer alan bir bölüm ile ilgili vereceği unvan yetkisi 3795 ve 3458 sayılı kanunlarla sınırlı olduğundan, yetkisinin teknik hizmetler sınıfında bulunan bir bölüme ‘’Eleman’’ unvanı vermeye kanunen yetip yetmeyeceğine bir bakalım:

3795 sayılı mühendis ve mimarlar dışındaki teknik hizmetler sınıfında yer alan bölümlerin unvanlarını düzenleyen kanunun 3. Maddesinde gördükleri mesleki teknik öğretim alanlarına göre;

  1. Endüstri meslek lisesi, kız meslek lisesi, teknik lise ve kız teknik lisesi mezunlarına, “teknisyen”,

  2. Lise üstü iki yıl süreli yüksek teknik öğretim görenlere, “tekniker”,
    1. Lise üstü üç yıl süreli yüksek teknik öğretim görenlere, “yüksek tekniker”,
  3. Lise üstü dört yıl süreli yüksek teknik öğretim gören erkek teknik öğretmen okulu, erkek teknik yüksek öğretmen okulu, yüksek teknik öğretmen okulu ve teknik eğitim fakültesi mezunları ile kız teknik öğretmen okulu, kız teknik yüksek öğretmen okulunun ve mesleki eğitim fakültesinin teknik eğitim veren bölümlerinden mezun olanlara teknik öğretmen…
    Mühendis ve mimarlar hakkındaki 3458 sayılı kanunda ise;
    Madde 1 – Türkiye Cumhuriyeti hududları dahilinde mühendislik ve mimarlık unvan ve salahiyeti ile sanat icra etmek isteyenlerin aşağıda yazılı vesikalardan birine haiz olmaları şarttır:

a. Mühendislik veya mimarlık tahsilini gösteren Türk yüksek mekteblerinden verilen diplomalar;

b. Programlarının yüksek mühendis veya mimar mektebleri programlarına muadil olduğu kabul edilen bir ecnebi yüksek mühendis veya yüksek mimar mektebinden diploma almış olanlara usulüne tevfikan verilecek ruhsatnameler;

c. Türk Teknik Okulu mühendis kısmı ile programlarının buna muadil olduğu kabul edilen memleket dahilindeki diğer mühendis veya mimar mekteblerinden verilen diplomalar;

d. Programlarının Türk Teknik Okulu Mühendis kısmı programlarına muadil olduğu kabul olunan bir ecnebi mühendis veya mimar mektebinden diploma almış olanlara usulüne tevfikan verilecek ruhsatnameler.

Madde 2 – Yukarıdaki maddenin (b) ve (d) fıkralarında yazılı ecnebi memleketlerden mezun olanlara ruhsatname verilebilmek için çıktıkları mektebin asli talebesi olarak tahsil dereceleri geçirmiş ve mektebin bütün tedrisatını muntazaman ve fiilen takib etmiş ve mektebde cari usullere göre geçirilmesi lazım gelen bütün imtihanları bitirmiş bulunmaları şarttır.

Madde 3 – Birinci maddenin (a) ve (b) fıkralarında yazılı vesikaları haiz bulunanlara
(Yüksek mühendis) veya (Yüksek mimar) ve (c) ve (d) fıkralarında yazılı vesikaları haiz bulunanlara da (Mühendis) veya (Mimar) unvanı verilir. Bu unvanlar diploma veya ruhsatnamelere de derç olunur.

Madde 4 – Mühendislik veya mimarlık tahsilini gösteren Türk veya ecnebi yüksek mekteblerinde cari usullere göre doktora imtihanı vererek buna mahsus diplomayı almış olanlar doktor mühendis unvanını taşırlar.

Madde 5 – Programları Türk yüksek mühendis veya yüksek mimar mektebi programlarından dun ve teknik okulu programlarından yüksek olan ve fakat bulunduğu memleketçe yüksek mekteblerden sayılan bir mühendis veya mimar mektebini 2 nci maddede yazılı şartlar dairesinde bitirmek suretile diploma almış olanlara (mühendis) veya (mimar) şehadetnamesi verilir.
Hukuk okumaya gerek yok, bu kanunlarda ’Eleman’’ diye bir unvana rastladınız mı?
Kanunen teknik hizmetler sınıfında yer alan ve yedi yılı aşkındır ‘’Eleman’’ unvanı dayatılan, Sivil Havacılık Yüksekokulu, Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi, Uygulamalı Bilimler Fakültesi’nde yer alan Uçak/Havacılık/Elektrik/ Elektroniği ve Uçak Gövde Motor/Bakım bölümlerine ‘’Eleman’’ unvanı verilmesinin hiçbir kanuni dayanağı yoktur. YÖK’ün 31.01.1984 tarihinde 2 yıllık meslek yüksekokullarının teknik bölümlerine tekniker, meslek yüksekokullarının teknik olmayan diğer bölüm mezunlarına da ‘’Eleman’’ unvanı verilmesine karar vermiştir. 2013 tarihinde YÖK’ün Üniversiteler Arası Kurul’dan görüş istemesi ve bilirkişi olarak İTÜ’yü ataması sonucunda bu kanunsuz karar ortaya çıkmıştır.

3458 sayılı kanunun 1. maddesinin a bendinde “Mühendislik veya mimarlık tahsilini gösteren Türk yüksek mekteblerinden verilen diplomalar” ifadesi geçmektedir. Bu maddeye göre Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi, mühendislik tahsilini gösteren diplomalar veren bir Türk yüksek mektebidir. Havacılık ve Uzay bilimleri Fakültesi, Uçak Mühendisliği ile aynı fakültede yer alan Uçak/ Havacılık/Elektrik/Elektroniği ve Uçak Gövde Motor/Bakım bölümlerine mühendis unvanı verilmesi bu kanuna göre şarttır. Diğer 4 yıllık yüksekokul ve fakültelerde yer alan bölümler de aynı müfredat ile eğitim aldıklarından mezunlarına kanunen mühendis unvanı verilmesi zaruridir. Zaten tarafsız bilirkişiler, daha önce verilen doğru bir kararla, Uçak Elektrik Elektroniği bölümünün mühendislik nosyonunu kabul ettiğinden, bu kabul bölüm mezunları için kazanılmış hak kapsamındadır.

Meseleye puan olarak bakılmasının da hukuki hiçbir değeri yoktur. ODTÜ ve Boğaziçi’nin puanları İTÜ’den yüksek diye İTÜ’nün unvanlarını iptal etmek ne kadar saçma ve kanunsuz ise, İTÜ dışındaki üniversite mezunlarının unvan sahibi olmasını engellemek üzere lobi faaliyetinde olmak da o kadar saçma ve kanunsuzdur. Zaten çoğunluğu aklı selim İTÜ’lüler de bu kanunsuz kararı onaylamamaktadır. Bunun yanında İTÜ’nün dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş şekilde Fen Edebiyat Fakültesi mezunlarına bile mühendis unvanı vermesi de hukuken tartışılmalıdır. Acaba Edebiyat Mühendisliği de açmayı düşünüyorlar mı? Ayrıca Eskişehir Teknik Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi gibi teknik üniversitelerden mezun olan HEE ve UGM bölümü mezunu arkadaşlarımızın teknik olmayan bir unvan ile mezun olması trajikomik olduğu gibi kanunsuzdur. Üstelik uçak mühendislerinin aviyoniğe, elektronik mühendislerinin de havacılığa hakim olamadığı günümüzde Havacılık Elektroniği lisans düzeyinde geleceğin meslekleri sıralamasında ilk sıralarda yer almaktadır.

Kanunsuz unvanla ilgili ÜAK’a tekrar danışma gereği duyan YÖK, bu kez bilirkişilerin önerisinin hukuka uygunluğunu da denetlemeli, konuya hakimiyetlerini ve salahiyetlerini de sorgulamalıdır.

Değerli abimiz Sefa İnan’ın yıllar önce yazdığı öneriye kulak verselerdi bu yanlışlardan dönecek kadar vakitleri vardı aslında;

Sevgili YÖK; Hala çözemediğiniz unvan konusunda Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Örneğin; Dünyanın çeşitli ülkelerinde bulunan üniversitelere baktığımızda eşdeğer ders müfredatına sahip bölümler; Avusturalya’da Kangan Üniversitesi ve New South Wales Üniversitesi’nde Uçak Bakım Mühendisliği (Aircraft Maintenance Engineer), Almanya’da ABD kökenli olan Embry-Riddle Havacılık ve Uzay Üniversitesinin Berlin kampüsünde Uçak Bakım Mühendisliği (Aircraft Maintenance Engineer), Yine Avustralya Queensland Üniversitesi’nde Avionic Mühendisliği (Aerospace Avionics Engineering)-Uçak/Havacılık Elektrik-Elektronik, Pakistan’da Ulusal Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ve Air Üniversitesi’nde Avionics (Uçak/Havacılık Elektrik-Elektronik) Mühendisliği. Bu okulları ve oradaki havacılık sektöründe bu okul mezunlarına ne unvan verildiğini bir gözlemleyin. Dikkat edin. Ülkemizin gençlerine ve sivil havacılık sektörümüze yazık ediyorsunuz. Siz onlara “eleman” derken, dikkat edin de bazıları da size “el aman!” demesin…

Allahtan ülkemizde hukuk var;

Ya olmasa,

4+1 yıl teknik lisans eğitimi alan mezunlara layık görülen ‘’Eleman’’ kararı iptal edilemezdi,

Yüksek lisans mezunlarına ‘’Yüksek Eleman’’

Doktora mezunlarına ‘’Doktor Eleman’’

2 yıllık seviyesinde eğitim veren bölümlere de ‘’Düşük Eleman’’ gibi unvanlar verilebilirdi.

Ayrıca okullarımız açısından da, bu kanunsuz süreç belirsizliğini korudukça bölümleri kuran ve akademisyenlik yapanların da akademik yeterlilikleri sorgulanmaya başlanacaktır.
Bir de özeleştirimiz olacak.
Mezunlar olarak, biz Uçak Bakım Mühendisleri ve Aviyonik Mühendisleri Odası kurmadıkça bugün bu hukuksuzlukları ortadan kaldırıp unvanlarımızı alsak bile yarın başka hukuksuzlukların ardı kesilmeyecektir. Bir kesim var ki, yüksek sesle, “Teknisyenlere neden mühendis densin ki?” diyerek, sanki ortada öyle bir talep varmış gibi dillendirmekten çekinmeyecek kadar konudan bihaberler. Bu sonucu kendi tercihimiz olmaktan çıkarmadıkça bu ahmaklığa tahammül etmek herkesin bireysel sorunu olarak kalacaktır. Oysa bu hepimizin ortak sorunudur ve çözümü de ortak hareket edebilmektir. Biz kendi hakkımızı aramaktan imtina edersek, art niyetli insanlar da lobi faaliyetlerine devam edeceklerdir. Israrlı yayınlarımıza ve tüm sektörde haklılığımızın dillerden dile yayılmasına rağmen sessizliğini koruyan, mağdur olduğunu bile farketmemiş arkadaşlarımızın da artık bizlere katılmasını, bizlere güvenemiyor iseler farklı platformlarda kendi mücadelelerini başlatmalarını diliyoruz. Kulaklarının dibinde bağırmadıkça uyanamayacaklarsa onu da yapacağız, bilsinler. Ya babadan kalma bu tarlayı alacağız, ya da hepimiz bize biçilen rolleri oynamaya devam edeceğiz.
Şu anonim deyişle bitirelim.
“Tanrı beni dostlarımdan korusun. Düşmanlarımla kendim baş ederim.” Umarım kastımız anlaşılmıştır.

Kanunlar bizim kalkanlarımız ve o kalkana sahip olduğumuzdan bihaber olmamalıyız.

Sağlıcakla kalın.

Kaynak: Airline Haber