Prof. Dr. Mezahir Avşar: 30 yıldır bugünü bekliyorduk

Akdeniz Üniversitesi Sanat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mezahir Avşar, Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanan cephe savaşı ve Türk kamuoyunun desteğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

1990’lı yılların başında Azerbaycan-Karabağ savaşında da cephede gönüllü olarak görev aldığını belirten Azerbaycan Türk’ü Prof. Dr. Avşar, Ermenistan’ın 1990’lı yıllardan bu yana dış güçlerin doğrudan yardımıyla Azerbaycan’a ait aralarında Karabağ’ında bulunduğu  yedi bölgeyi işgal ederek bilinçli ve sistematik olarak soykırım faaliyeti yürütmeye başladığını söyledi.

“1 MİLYON AZERBAYCAN TÜRK’Ü YERİNDEN EDİLDİ”

1992-1994 yılları arasında Ermenistan’ın Rusya’nın da desteğini arkasına alarak büyük insanlık suçu işlediğini kaydeden Prof. Dr. Avşar, şunları söyledi:

  • Bu tarihten sonra fiilen Azerbaycan Türk topraklarının yüzde 20’si Ermeni güçlerinin eline geçmiştir.

  • Resmi rakamlara göre 1 milyondan fazla sivil Azerbaycan Türk’ü yuvasından ve tarihi vatanından edilmiştir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Ermenistan yönetiminin işgalci olduğunu tasdik eden dört kararına rağmen, işgal devleti uluslararası hukuki bağlayıcılığı olduğu halde buna uymadığı gibi son 30 yıl işgal döneminde sürekli olarak Azerbaycan sınırında Türk topraklarına pervasızca ateş açarak tacizde bulunmuş, birtakım güçlerden destek alarak Azerbaycan’ın sivil yerleşim bölgelerine saldırmaya başlamıştır

“30 YILDIR BUGÜNÜ BEKLİYORDUK”

Azerbaycan halkının 30 yıldır Karabağ’in işgali yüzünden mutsuz olduğunu dile getiren Avşar; “Azerbaycan Türkleri olarak 30 yıldır bugünü bekliyorduk. Sonunda Azerbaycan hükümeti harekete geçti. Azerbaycan halkının isteği buydu. Biz bunu bekliyorduk. Düzenli bir ordumuz var, güçlü bir ordumuz var artık. İlham Aliyev de geçmişte hazır değildi. Türkiye de geçmişte buna hazır değildi. Bugün her iki ülke de Karabağ’ı işgalden kurtarmaya hazır. Türkiye kendine güveniyor. Türkiye’nin imkânları arttı, dışa bağımlılığı azaldı. Türkiye ve Azerbaycan artık daha hazırlıklı” dedi.

“2 BİN 300’DEN FAZLA ERMENİ ASKERİ ÖLDÜRÜLDÜ”    

Türkiye’nin Azerbaycan Ordusu’nun eğitilmesinde önemli katkıları olduğuna dikkat çeken Avşar, “Türkiye her zaman yanımızdadır. Ordumuzun hazırlanmasında Türk subayların büyük katkısı oldu. Türkiye’nin varlığı Azerbaycan ordusuna büyük moral sağlıyor. Azerbaycan hükümeti de ordusu da kararlı. 2 bin 300’den fazla Ermeni askeri öldürüldü. Onlar da bizim sivil yerleşim merkezlerini vurdu. Ermenilerin savaşı budur. Onlar sadece sivilleri vuruyor” ifadelerini kullandı.

“PKK’LI TERÖRİSTLER DE AZERBAYCAN’A KARŞI SAVAŞIYOR”

Son savaşta Ermenilerin ağır kayıplar verdiğini, savaşacak asker bulmakta zorlandığının altını çizen Avşar, PKK’lı teröristlerin de Azerbaycan’a karşı savaştıklarını söyledi.

Avşar, “Ermenistan bölgeye Rus paralı askerleri olan Vagner askerlerini getiriyor. Şu an bölgede lejyonerler ve PKK’lı teröristler de Azerbaycan’a karşı savaşıyor. Bizim bunlardan asla korkumuz yok. Azerbaycan halkının da morali çok yüksek. Benim yeğenlerim de askere gitti. Gönüllü olarak da askere katılmak isteyen çok gencimiz var. Kadınlar dahi askere katılmak istiyor. Bir adım geri çekilmek yok. Çok büyük zayiat vermemek için akıllı bir şekilde savaşıyorlar. Rusların S-300 hava savunma sistemlerini imha ettik. Ermeniler, Rusya’yı da savaşa çekmek istiyorlar. Azerbaycan’ın kazanımları Türkiye’ye yazıyorlar. Bu tamamen Ermenistan, Türkiye’ye yönelik bir tuzağı. Türkiye’nin bize manevi desteği güç veriyor” şeklinde konuştu.

 “TÜRK MEDYASININ DESTEĞİ ÇOK ÖNEMLİ”

“Bu süreçte Türk medyasının desteği bizim için çok önemlidir” diyen Avşar, son olarak şunları ifade etti:

  • Medyanın gündemi aynı zamanda kamuoyu gündemidir ve ekonomik, siyasi, sosyal elitlerin yanı sıra okuyucunun da kararlarını doğrudan etkiler. Kuşkusuz medyanın halk üzerindeki etkisi özellikle savaş ve kriz hallerinde belirgin hale gelmektedir.
  • Hatta medya savaşın öncesinde ve sonrasında belirleyicidir. Bu bakımdan ana akım Türk medyasının askeri operasyonların başından itibaren muhabirlerini sıcak çatışma bölgesine göndererek canlı bağlantılarla savaş alanlarındaki gelişmeleri hem Türk hem de dünya kamuoyuna kısa bir süre içinde duyurmak suretiyle Azerbaycan’ın haklı davasının dünya kamuoyuna duyurulmasında çok büyük katkı sağlamış bulunmaktadır.

 

Kaynak: Sözcü