Kim kimi kandırıyor?

ABD’nin bencil ve çıkarcı siyaset yöntemi, devletin başındaki insanın düşkünlükleriyle istenç (irade) sapmaları karmaşasında genişleyerek sakıncalarını artırmaktadır. Günümüz iktidarının arada sırada gürleyerek kendini güçlü göstermek çabasıyla yaptığı çıkışlar kimseyi kandıramamaktadır. Fethullah Gülen’i Türkiye’ye vermeyen, ülkesinde konuk gibi ağırlayıp koruyarak Türkiye’ye karşı bir koz gibi kullanan devletin dostluğu su götürür. İnandırıcılığıyla birlikte güvenirliğini de tartışmalı duruma getiren ABD yönetimiyle sıkı-fıkı, sarmaş dolaş görünmekten de kaçınmayan günümüz iktidarı ağırlığını, değerini ve önemini benimsetebilmiş değildir. ABD’ye karşı etkin, sonuç alıcı bir çıkış yapamamaktadır. Bırakınız bu yanı, sınırımızda Kürdistan kurulması oyunlarına olumlu yaklaşıyor. Özel Danışman William V.Roebuck (ABD’nin Suriye özel temsilcisi) Kürt Mazlum Abdi Kobani ile ABD üssünde toplantı yapıyor. Günümüz iktidarı Kürdistan görüşmelerine tepki gösterebiliyor mu? ABD’yi gücendirmemek, onunla ilişkileri sürdürmek için etkin ve yararlı tepkilerden bir tür kaçınılıyor. ABD bu tutumuyla Türkiye’den çok Fetö’yü tutuyor. Korumasının özet anlamı budur.

Siyaset (politika), dış ilişkilerin ustaca yönetimi sanatına öncelik ve ağırlık verir. İç siyaset ikinci sırada yer alır. Akdeniz’deki durum, Kürtçüler’in süren saldırıları, Suriye sorunu ülkemizin dış ilişkilerindeki öncelikli konulardır. Mısır karşıtlığı da bunlar arasındadır. NATO’da birlikte yer aldığımız komşumuz Yunanistan bile Türkiye düşmanı sapkınların barınağı durumundadır.

ABD’nin Türkiye Büyükelçiliği’nin çalışanı Metin Topuz’la ilgili mahkeme kararını eleştirmesindeki etki ve baskı nitelikli içerik, katlanılabilir değildir.

Kimi sözlerle, nutuklarla, kimi yandaş yayıncıların yazdırıp yazdırdıklarıyla bir yere varılmaz. Oy beklentisiyle yurttaşlara yapay yaklaşımların hiçbir yararı yoktur. Çalışmalar ve çabalar iktidar olmak tutkusuyla değil, yurda ve yurttaşlara hizmet amacıyla olur. Etkin ve yararlı olmak, karşılık beklentisiyle değil, içtenlikle ve gerçekçilikle davranmaktır.

Ülkenin sorunlarını çözerek yurttaşların mutluluğuna katkı, en etkin yaklaşım ve hizmettir. Yıllardır savsaklanmasa da gereken ilgiyi görmeyen su sorunu, boşa giden sular, kirlenen sular ülkemizin önemli sorunlarından biridir. Kaynaklarla birlikte göller ve akarsular giderek büyüyen susuzluk tehlikesi gözetilerek “gereken önem ve ilgiyi görüyor, çözümler üretiliyor, önlemler alınıyor mu?” sorusu ve endişeleri toplumun tasalarının başında geliyor. Düğünler, askere uğurlamalar ve maskesiz dolaşımlar sağlık önlemlerine aykırılığın somut belirtileri. İnsan varlığının en önemli ve en değerli dayanağı olan sağlık konusundaki savsaklamalarla yanlışlıkların bedeli ağırdır. Hak ihlâllerinin başında gelen ifade özgürlüğü ihlâllerinin yakınma konusu olan sayısı gözetildiğinde demokrasiye örtülen şalın kapsamı daha iyi saptanır ve anlaşılır. Atatürk Orman Çiftliği’ne kıyımın sürmesi ayrı bir sorun olarak üzüntülerimizi artırıyor.

Kaynak: Sözcü