Federal Havacılık İdaresi (FAA), küresel konumlandırma sistemleri ve küresel navigasyon uydu sistemlerine yönelik ‘spoofing’ saldırılarının artması nedeniyle pilotlara geleneksel seyir yardımcılarını kullanma tavsiyesinde bulunuyor. Uçak navigasyon sistemlerinin yanlış verilerle bozulduğu ve pilotların tehlikeli bir şekilde rotadan sapmasına neden olan bu tür olaylar, hava taşıtları için artan bir risk oluşturuyor.
Bunlara da Göz Atabilirsiniz
FAA, SAFO (Safety Alert for Operators) belgesinde, GPS/GNSS saldırılarının savunma, denizcilik, havacılık ve diğer ulaşım sektörlerine tehdit oluşturduğunu belirtiyor. Özellikle, pilotları yanlış yönlendirmek ve uçuş sistemlerini etkisiz hale getirmek amacıyla gerçekleştirilen ‘spoofing’ saldırılarına karşı uyarıda bulunuyor.
Geçtiğimiz yılın Kasım ayında, Airbus Uçuş Verileri İzleme’ye göre, GNSS (Global Navigation Satellite System) kesintilerinde önemli bir artış yaşandığı rapor edildi. Bu tür saldırılar genellikle çatışma bölgeleri ve askeri operasyonların yakınında meydana geliyor, ancak sivil havacılık için de ciddi bir risk teşkil ediyor.
FAA, potansiyel ‘spoofing’ saldırılarının işaretleri arasında GPS/GNSS ekran kayması, uçuş navigasyon sistemlerinden gelen pozisyon hatası uyarıları ve yanlış zaman göstergelerini değiştirme gibi durumları belirtiyor. Bu yanlış verilerin birleşimi, pilotların yönünü şaşırtabilir ve güvenli operasyonları zorlaştırabilir.
Bu tür saldırılar aynı zamanda uçağın hareketli haritasına ve pilotun elektronik uçuş çantasına yanlış veriler göndererek, pilotların kritik uçuş hesaplamalarını yapmalarını zorlaştırabilir. FAA, pilotlara rapor edilen parazit bölgelerinde uçarken, dijital sistemlere güvenmek yerine geleneksel seyir yardımcılarını kullanmalarını tavsiye ediyor. Bu önlemler, pilotların durumsal farkındalığı kaybetmelerini ve istenmeyen uçuş sapmalarına neden olmalarını engellemeye yardımcı olabilir.
Son olarak, ‘spoofing’ teknolojisinin eskisinden daha erişilebilir hale geldiği vurgulanıyor. Safran adlı Fransız havacılık ve uzay şirketi, düşük maliyetli ekipmanlar ve açık kaynaklı yazılımlar sayesinde herkesin sahtecilik yapabileceğini belirtiyor. Bu durum, havacılık ve uzay endüstrisinin bu tür tehditlere karşı daha etkili bir şekilde korunması gerekliliğini ortaya koyuyor.