Davutoğlu’ndan Erdoğan’a ‘dini referans’ tepkisi: Devlet vaaz verme yeri değildir

Gelecek Partisi Ekonomi Değerlendirme Toplantısı’nın ardından parti üyeleri ve Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Yeni Ekonomi Programı’nın (YEP) açıklanmasıyla birlikte ekonomik çerçeveyi değerlendiren ve partinin yaklaşımını ortaya koyan basın açıklamasında bulundu.

ENFLASYON-FAİZ İLİŞKİSİ ÇÖKTÜ

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı ekonomi programının ardından bir hafta geçmeden piyasada güven oluşmadığını, her gün kurun yeni yeni rekorlar kırdığını ve bunun, programın temel hedefinden saptığının ve hiçbir şey gerçekleştirmediğinin göstergesi olduğunu savunan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü

*Veri güvenilmezliğinin dışında ortada çok açık söylüyorum net bir cehalet vardır. Bu YEP’in varsayımları ekonomi bakanından tam bir cehalet örneğidir.

*Sayın Cumhurbaşkanı’na başbakan olduğumda defalarca ihtilaf ettiğimiz bir konuydu. Şimdi ortaya çıkıyor. Sayın Cumhurbaşkanının da damadı bakanın da diğerlerinin de enflasyonla faiz arasındaki ilişkisi çökmüştür.

*Faizi indirirseniz enflasyon düşer varsayımı zaten temel iktisat bilgisine aykırıydı. Sayın bakanın son yaptığı açıklamayla kur arasında kurduğu ilişki de çöktü. Eğer bir ekonomi yönetimi enflasyon, kur ve faiz arasında sağlam bir bilgi temeline, veriye dayalı perspektif çizemiyorsa güven oluşturamaz.

“YÖNETİMİN EN ÖNEMLİ VASFI CAHİLLİKTİR”

Partisinin verilerine göre son 8 ay içerisinde hammadde ve enerji kaynaklı toplam ithalatın 102 milyar dolar olduğunu belirten Davutoğlu, şunları söyledi;

*Bunları sanayide kullanmışız. Yani doğrudan girdi. Kur değişimi dolayısıyla bu 102 milyar dolar ithalatın yüklediği maliyet 103 milyar TL. 103 milyar TL piyasaya girdi maliyeti olarak girecek ama bakan diyecek ki ‘ben doları umursamıyorum’.

*Buna cehalet denir, başka bir şey denmez. Ve Türkiye’nin bugün bu yönetiminin en önemli vasfı cahilliktir. Eğer kuru umursamıyorsan 100 milyar dolara aşkın bir kaynağı niye kuru ayakta tutmak için tuttunuz?

“PROGRAM 2007’YE DÖNÜŞÜ İFADE EDİYOR”

Yeni ekonomik programda tutarsızlık olduğuna da dikkat çeken Davutoğlu, 2022’de ortalama kurun 7.86 olacağını öngörüsüne ise “Kimi inandırırsınız?” Öngörüleri olmayan bir program güven unsuru oluşturabilir mi?” sorularıyla yanıt verdi. Davutoğlu, şöyle devam etti:

*Sayın Erdoğan şimdi 2053 hedeflerinden bahsediyor çünkü 2023 hedeflerine ulaşmayı bırakın 2016’daki rakamlara ulaşmak imkansız. Çarpıcı bir rakam vereyim.

*Biz başbakanlığı bıraktığımız 2016 yılında Türkiye’nin milli geliri 867 milyar dolardı. Şimdi bu programa göre sene sonunda milli gelir 702 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

*160 milyar dolar geriye gitmişsiniz. Bu programın stratejik perspektifinin olmadığını bütün şeyleri rakamlarda gizli. Kişi başına düşen milli gelir itibariyle 2007’ye dönüşü ifade ediyor bu program. Milleti de aptal yerine koyuyorlar.

“HER CÜMLEYE ‘BURASI ÇOK ÖNEMLİ’ DİYE BAŞLAYAN BİRİSİ…”

*Hangi üretimle bu ekonomik büyümeyi gerçekleştireceksiniz? Her cümleye ‘Burası çok önemli’ diye başlayan birisi, neyin önemli olduğunun farkında değildir.

*Bir akademisyen olarak söyleyeyim. Eğer bir öğrenci bir cümleyi çok tekrar ediyorsa ya özgüveni yoktur ya da cehaletini örtmeye çalışıyordur. Bu program bir kişinin zihninden çıktı deniyor. Kimse bir güven taşımıyor. Bir veya iki kişinin, onların kaygılarını taşıyan çıkar çevresinin programı.

“DEVLET GÖREVLERİ VAAZ YERLERİ DEĞİLDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta sabretmektir’ sözlerinin ‘ekonomik kriz işareti’ olarak yorumlanmasına Davutoğlu, şu yanıtı verdi:

*Dini referansları kullanacaksa tutarlı şekilde her alanda kullanmak lazım. Hz. Ömer’in adaleti dedikten sonra en yakınlarını en üst makamlara getirip en yakın şirketleri zengin edip, onların zenginliğine hiçbir laf etmeyip, ülkenin fakirleşen kitlelerine dönüp dini istismar ederek bu şekilde tavsiyelerde bulunmak açık bir şekilde istismardır.

*Öncelikle Sayın Cumhurbaşkanı kendisinin çevresinin zenginlik kaynaklarının ne kadar helal olup olmadığına bakmalıdır. Bu kaynakların özellikle hazine destekli projelerde nerelere harcandığına bakmalıdır.

*Söylemde kullanılan her dini referans olumsuz bir sonuca yol açtığında dine olan güveni, inancı da sarsar. Cumhurbaşkanının görevi Dicle kenarındaki kuzunun hesabını vermektir.

*Bu yoksulluğun sebebi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyse ve Cumhurbaşkanı bundan sorumluysa bu yoksulluğun hesabını verme makamındadır, vaaz etme makamında değildir.

*Devlet görevleri vaaz yerleri değildir. Devlet görevleri o ahlakı gereğiyle ekonomiye yansıtıp insanların refahını yükseltme yeridir. Biz halkın sözcüsü olacağız. Asla, hiçbir şekilde dini referanslarla bu kötü yönetimin meşru gösterilmesine izin vermeyeceğiz.

ALİ EDİZER TEPKİSİ: “HİCAP DUYDUM”

Görevinden alınan GATA Başkhemin yardımcısı Ali Edizer hakkında konuşan ve devlet kademelerinde tarikat mensuplarının bulunmasını değerlendiren Davutoğlu, “O ifadeleri okuduğumda bir hekim eşi olarak hicap duydum. Bulunduğu makam, GATA Türk tıp tarihinin en önemli kurumlarından biridir. Görevden alınması doğru olmuştur. Ümit ederim bütün diğer kamu yöneticilerine bir ders olur” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Sözcü