Çocukluğumu bindirdim tramvaya, o gitti ben kaldım yaya!..

Yeni yılın ilk yazısında size güzel şeylerden söz etmek istiyorum. Hiç dilemem ama yıl boyunca nasıl olsa bir yığın gerilim dolu ve içimizi karartan olay yaşayacağız.

Geçenlerde de değinmiştim. Kadim dostum, büyük mizah ustası Müjdat Gezen salgın günlerinde hiç boş durmadı. İki kitap ve bir oyun kaleme aldı.

Ben bu satırları karalarken o, hayranı olduğum üretim enerjisiyle üçüncü bir kitaba, ya da yeni bir oyuna başlamış olabilir!..

Yakında Kırmızı Kedi Yayınevi’nin basımını yapacağı ilk kitabı “Çocukluğumu Bindirdim Tramvaya, O Gitti Ben Kaldım Yaya” için arka kapağa bir şeyler yazmamı isteyince, duygularımı aşağıdaki satırlara döktüm:

★★★

“Müjdat’la Fatih’te doğduk,  Karagümrük  Ortaokulu  ve Vefa Lisesi’nde okuduk. Bu nedenle birçok ortak arkadaşlarımız oldu. Geçenlerde bunlardan biri olan Ataman’la (Dilgin) konuşuyorduk. Söz döndü dolaştı, her zaman olduğu gibi Müjdat’a geldi. Onun tiyatroya, öğrenci yetiştirmeye, eğitime ve iyiliklere adanmış yaşamından söz ederken, nasıl oldu anlamadım, ikimiz de aynı anda “Müjdat adamdır. Hem de çok iyi bir adamdır” dedik.

★★★

TRT’de çalışırken Tunceli Ovacık’a gitmiştik. Bizi Munzur Nehri’nin kırk gözeden adeta süt gibi, bembeyaz köpükler saçarak doğduğu yere götürdüler. Eğilip kana kana içtiğim çok soğuk ve berrak suyun tadını hala damağımda hissederim…

★★★

Ben Müjdat’ın hayatını, o kaynaktaki gibi hiçbir kirin karışmadığı bir akarsuya benzetirim.

Kitabı okurken gürül gürül akmaya devam eden bu tertemiz sudan, siz de bir yudum alacak ve tadına doyamayacaksınız…

★★★

Gözle görünmeyen ölümcül virüsle savaştığımız süreçte yayımlanan bu kitabın en sevdiğim yanı; hem kolay okunması hem de umut verici olması…

“Umutsuz yaşanmaz. Hele bir sanatçının umudu yoksa geleceği de yoktur Umut sanatın ekmeğidir, suyudur. Umutsuz olursan sanat yapamazsın. Sanat umutla beslenir. Umut gıdasıdır sanatın. Sanatçı hiçbir durumda umudunuzu yitirmez. Çünkü umut biterse dünya durur. Umut ayrıca emek de ister. Emeksiz hayat olmaz. Hayat da emek ister” diyor Müjdat.

Ve hayata verdiği emeği anlatıyor.

Son dönemde emeğine yapılan haksızlığı da…

★★★

Büyük konuşmadan, ahkam kesmeden, bilgiçlik taslamadan, tam tersine kendisiyle dalga geçerek hayatından kesitler, anılar ve dostlarından portreler sunuyor.

Ben dört saatte bitirdiğimde içimden; “Keşke daha çok yazsaymış” dedim.

Bakalım siz ne diyeceksiniz?..”

Kaynak: Sözcü