CHP’li Öztunç: HES’ler, yanlış imar ve yapılaşma politikaları bu felaketleri tetikliyor

Doğu Karadeniz Bölgesi’ni vuran sağanak Giresun’da felakete dönüştü. Sel felaketinde 5 vatandaşımız hayatını kaybetti. CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, yaptığı yazılı açıklamada bölgede alınması gereken önlemleri sıraladı.

SAKINIM PLANLARI

Aşırı yağış, toprak kayması gibi ani doğa olaylarının Türkiye’nin bir gerçeği haline geldiğini belirten Öztunç şöyle devam etti:

  • Ancak, bunu normalleştiremeyiz. İklim ve coğrafi özellikleri göz önüne alarak, doğanın ve yaşamının devamlılığını sağlayacak tedbirleri almalı, sakınım planları oluşturmalıyız.

  • Aşırı doğa olaylarının sık yaşandığı riskli coğrafyalarda, bu riski bir krize dönüştürmeyecek yatırım planlaması en önemli risk önleme biçimidir.

  • Ön tedbirlilik yaklaşımının sonucu olarak, riskin artmasına ve riskin yönetilmesi için maliyetlerin şişmesine yol açacak yatırım planlamasından uzak durulmalıdır.

TOKİ’YE VURGU YAPTI

Doğa olaylarının afete dönüşmesini engellemek için bir takım sakınım planlama adımlarına ihtiyaç olduğunu vurgulayan Öztunç şunları kaydetti:

  • Bu bağlamda, çevre düzeni planlarının sakınım planlarına göre yeniden geliştirilmesi gerekir. Tekil afet önleme politikasından uzaklaşılarak, bölge planlaması düzeyinde afet önleme politikası geliştirilmesi gerekmektedir.
  • Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan Karadeniz İklim Eylem Planı’nda, Karadeniz Sahil Yolu ve bölgedeki yapılaşma, dere yataklarındaki imar uygulamalarının aşırı doğa olaylarını tetiklediği dile getirilmiştir.

  • Ancak, dere yatağı üzerinden yapılan yol uygulamaları dışında, TOKİ gibi kurumların da dere yataklarında yapılar inşa ettikleri de bir gerçekliktir.

HES’LER TETİKLİYOR

Karadeniz İklim Eylem Planı’nın mevcut yapılaşmaların yıkılarak yeni yapılaşma-inşaat alanlarının oluşturulmasından başka bir çözüm getirmediğini savunan Öztunç, “İnsan kaynaklı doğa tahribatları, yanlış imar ve yapılaşma politikaları, yanlış su yönetimi politikaları, HES’ler, dere ıslah çalışmaları vb. etkenler bu felaketleri tetikliyor. Her gün bir başka yerleşim yerinde bu acıları yaşıyoruz. Artık bir ders almamız gerekiyor” açıklamasında bulundu.

ZARARLARI KARŞILAYIN

Selden zarar gören yerleşim alanları ve yurttaşlara herhangi bir ayrım gözetmeksizin eşit hizmet sunulması gerektiğinin altını çizen Öztunç sözlerini şöyle tamamladı:

  • Mağduriyetleri oranında eşit koşullarda kamu hizmetlerinden yararlandırılmaları sağlanmalıdır.
  • Sel sonrasında evleri ‘oturulmaz’ hale gelen mülkiyet sahibi ve kiracı yurttaşlara barınma imkanları sunulmalıdır.

  • Zararları tazmin edilmeli, eşya ve kira yardımı yapılmalıdır.

  • Sel felaketi öncesi ve sonrasındaki ihmaller tespit edilerek ilgili kişi ve kurum yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulmalıdır.

Kaynak: Sözcü