Bizi hep yanılttınız

Salgının başladığı mart ayından bu yana uzmanın da uzman olmayanın da söylemediği kalmadı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamalarına başta güvenilirken, bugün o güven de kayboldu.

Açıklanan hasta, vefat sayılarıyla, insanlar bulundukları yörelerdeki vefat eden, hastanelerde yatanların sayısını karşılaştırıyor. Açıklamalara o yüzden güven kayboldu. Çünkü hasta sayısının Bakan’ın açıkladığının çok üstünde olduğu biliniyor.

HANİ AZALACAKTI

Televizyonlarda bilim insanlarının ilk günlerde yaptığı açıklamaları anımsadığımızda, “Meğer bizi ne çok yanıltmışlar” diyoruz. Önce, sadece hasta olanların maske takmalarını öneriyorlardı. Şimdi maske zorunlu. Önceleri, “Pandemi, sıcakların başlamasıyla azalacak, bitecek” denildi. Alınan onca önleme rağmen bu virüsün mevsimsel olmadığı ortaya çıktı. Bunları söyleyenler arasında bilim kurulu üyeleri de bulunuyordu.

Hacettepe Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, belki kamuoyunun en çok güvendiği isim. Önceki dönemlerde hep Pandemi Bilim Kurulu’nda görev almıştı ama bu kez “Bilim Kurulu’nu gençlerden oluşturalım” denildiği için deneyimli isimlere yer verilmedi.  Yani deneyimlerinden yararlanılmadı.

ŞÖYLE BİR ANLAYIŞ VAR

“Bilim Kurulu üyesi ise profesör ise onlar her şeyi bilir” anlayışı var. Önceki dönem salgınlarında kurulun çalışma yöntemi farklıydı. Salgınla ilgili çalışma yapılırken, Bilim Kurulu gerekli kararları da zamanında alıyordu. Şimdi yöntem de farklı.

“Koruyucu hekimlik” bir yana bırakılmış, tedavi hekimliğine yönelinmiş. “İnsanlar hastalansın, ben onlara hastane yatağı bulurum” anlayışı gelişmiş. Bugün, sokağa çıkma yasağının uygulandığı döneme göre hasta sayısı 5-6 kat arttı. Önlemleri gevşetirseniz virüs yayılıyor. Ayasofya’nın açılışına 350 bin kişinin katılmasıyla, Malazgirt Zaferi töreninin yapılmasıyla övünülüyor ama 30 Ağustos Zafer Bayramı’mızın kutlanmasına kısıtlamalar, bazı illerimizde yasaklamalar getiriliyor. Yani, pandemi kutlayana göre değişiyor!

BİLİM KARŞITLARI

İlginç bir bulgu ortaya çıkıyor: Virüs şiddetini kaybetmedi ama kronik hastalığı olanlar daha dikkatli oldukları için ölüm oranlarında azalma olduğu anlaşılıyor. Şu da bilinmeli ki bu virüs kendiliğinden geçmez. Maskeye, mesafeye, temizliğe dikkat edilmeli. Bunlara yeterince uyulmadığı hatta ciddiye alınmadığı ortaya çıkıyor. Bunda, sosyal medyada bilim karşıtlığıyla ilgili yazıların da etkisi var. Bunu yapanlara karşı yaptırım da uygulanmıyor.

Virüsün ortaya çıktığı ilk günlerde önlemler kapsamında bazı bilim insanları, “Devlet dairelerinde mesaiyi kademeleştirin” dedikleri zaman bunu dikkate almayanların gündeminde bu da var. Yerel önlemlerin etkili olabilmesi için iller arasında dolaşım bu kadar serbest olmamalıydı.

KANDIRIYORLAR

Test sayısı 100 bini geçti. Bunlar arasında her gün test yaptıranlar var. Bunu da enfeksiyon hastalıklarıyla ilgisi olmayan doktorların önerisiyle yaptırıyorlar. 10 gün üst üste test yaptıranlar olduğu da biliniyor. Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’a sorduğumda şöyle bir uyarıda bulundu:

“Türk halkı şunu öğrensin: Uzmanlık dalı olmayan, pandemi konusunda bir tek yayını bile bulunmayanlar ekranlardan halkı kandırıyor. Başında profesör, uzman doktor unvanı olanların her söylediği doğru kabul ediliyor. Bilim Kurulu’nun üyeleri de farklı branşlarda. Bunların bazılarının kartvizitlerinde ‘Bilim Kurulu Üyesi’ olduğu yazılı. Bu çok yanlış bir şey. Herkesin bir uzmanlık alanı var. Uzmanlık alanı dışında konuşmamalı. Bilim Kurul unvanı kullanılmamalı.”

Güvensizlik ortamının bir an önce giderilmesi için bilim insanları sadece alanlarıyla ilgili konuşmalı.
Diyanet, Atatürk’ü yine hatırlamadı
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından geçen cuma günü camilerde okunan hutbede, Atatürk’ün adı yine geçmedi. 30 Ağustos Zafer Bayramı’mız için şu kadar yazıldı: “Bu vatanın aziz şehitlerini, hassaten 30 Ağustos günü milletçe zafere ulaştığımız Kurtuluş Savaşımızda canlarını feda eden yiğit askerlerimizi, gazilerimizi ve ordularımızı yöneten kahraman kumandanlarımızı rahmetle ve minnetle yad ediyorum.”

30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlamayı kısıtlayan, bazı illerde yasaklayanlara, bugünü Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Zafer Günü yapan Atatürk’ün, Silahlı Kuvvetlerimize mesajını  hatırlatalım:

“Her zaman zaferle birlikte uygarlık ışıklarını taşıyan kahraman Türk Ordusu: Türk yurdunun ve Türklük topluluğunun şan ve onurunu, iç ve dış her türlü tehlikelere karşı korumaktan oluşan görevini her an yerine getirmeye tam anlamıyla hazır olduğuna benim ve büyük ulusumuzun tam bir inanç ve güveni vardır.”

Zafer Bayramı’mız, Türk Silahlı Kuvvetleri Günümüz kutlu olsun.

Kaynak: Sözcü