3530 sayfalık iddianameden çıkan sonuç: Kobani talimatını Öcalan verdi, HDP MYK’sı da uyguladı

Dün masaya yatırdım, bugün de devam ediyorum! 6-8 Ekim Kobani (Ayn el Arap) olaylarıyla ilgili Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kabul ettiği 3 bin 530 sayfalık iddianameden bahsediyorum… İddianamenin delilleri, tespitleri ve PKK-HDP ilişkisine dair çektiği fotoğraf sağlam zemine oturuyor. Ancak… İddianamenin birinci sayfasından son sayfasına kadar baktığımız zaman birçok yerde “Abdullah Öcalan” ismi geçmesine rağmen “108 şüpheli arasında ismi neden yok ?” sorusuna yanıt bulamıyorum!

Tespit1: İddianamenin 3444’üncü sayfasına bakalım: “… PKK/KCK silahlı terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın bölücü örgüt kurma yolundaki ilk girişimleri 21 Mart 1973 yılında Ankara Çubuk Barajı yakınlarında yapılan toplantı ile başladığı… Burada yapılan ilk toplantıda, Abdullah Öcalan tarafından Kürdistan olarak tabir edilen Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin Kürdistan olarak isimlendirilmesi gerektiği…”

Yani… Öcalan’ın, PKK’yı, 1973’ten bu yana yönettiği belirtiliyor.

Tespit 2: İddianamenin 3444’üncü sayfasında, Irak’ın kuzeyinde bulanan örgüt kamplarında 16-22 Mayıs 2007 tarihleri arasında KONGRA-GEL 5. Genel Kurulu adı altında bir toplantı gerçekleştirildiği ifade ediliyor ve örgütün adının KCK olarak değiştirildiği anlatılıyor. Bir de şema var… Örgüt şemasında ‘Genel Başkan’ Abdullah Öcalan…

Peki iddianamenin 3529’uncu sayfasında 108 sanığa yöneltilen suçlama ne?

Kobani iddianamesinde yer alan örgüt şeması…

Teröre kitlesel boyut…
Tespit 3: İddianamenin 3529’uncu sayfasında şu tespitler var: “… Dosya kapsamına göre 6-8 Ekim Serhildan/Başkaldırı şiddet eylemlerini örgüt elebaşısının ve PKK/KCK silahlı terör örgütünün sözde üst yönetiminin talimatları doğrultusunda yukarıda anlatıldığı şekilde organize eden KCK Yürütme Konseyi sözde başkanları…”

Yani… Kobani terör olaylarının talimatının örgüt elebaşı olan Abdullah Öcalan ve PKK-KCK yönetimi tarafından verildiği açıkça belirtiliyor.

Tespit 4: İddianamenin aynı sayfasına (3529) devam edelim: “… 6-8 Ekim terör olaylarının yukarıda anlatıldığı şekilde örgütün hedefleri doğrultusunda katılıp organize eden siyasi ve sosyal alanda faaliyet yürüten DTK (Demokratik Toplum Kongresi) eş başkanları Mehmet Hatip Dicle ve Selma Irmak, HDK (Halkların Demokratik Kongresi) eş başkanları Ertuğrul Kürkçü ve Sebahat Tuncel, DBP (Demokratik Bölgeler Partisi) eş başkanları Emine Ayna ve Kamuran Yüksek, HDP (Halkların Demokratik Partisi) eş başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ isimli şüpheliler… PKK/KCK silahlı terör örgütü güdümünde yürütmüş oldukları faaliyetlerinin niteliği, şüphelilerin terör olayların başlamasında ve devamında sorumlu düzeyde organize etmeleri… Örgütün talimat bütünlüğü içerisinde şiddetli sokak olayları şeklinde ülke geneline yayıp terör olaylarına kitlesel boyut kazandırmak için örgüte müzahir taban kitleye yukarıda anlatıldığı şekilde talimatlar vermiş olmaları…”

Yani… HDP, DTK, HDK, DBP yöneticilerinin talimatları aldığı adres belli: PKK/KCK!
Emperyalizmin örgütü
Şimdi gelelim esasa…

İddianameden çıkan sonuç:

PKK/KCK terör örgütünün nihai hedefi çok net: Sözde özerklik-özyönetim/ 4 parçalı “Bağımsız Kürdistan Devleti”… Bu planın arkasında da emperyalizm olduğu gerçeğini unutmamak gerekiyor. (Üçüncü dünya solcuları iyi ki var ve hala emperyalizm diyebiliyorlar) Suriye’de, ABD destekli PKK/YPG gibi… 6-8 Ekim olayları, hendek siyaseti aslında ‘istikrarsızlaştırma’ operasyonunun bir parçası… Sonuçta, Abdullah Öcalan taşeron örgütü yöneten isim.

İddianamedeki şu tespitle bitirelim:

“… (Suriye’de YPG’nin yaptığı gibi) Türkiye topraklarına yaymak amacıyla terör örgütü elebaşısının talimatıyla PKK/KCK silahlı terör örgütünün KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, eş başkanlığı ve üyeleri, PKK/KCK silahlı terör örgütünün kadın yapılanması… Sokak eylemlerini başlatmak için başkaldırı çağrıları/talimatı yaptıkları… Sokak eylemlerinin örgütün amacını gerçekleştirmeye elverişli düzeye erişmemesi ve sınırlı kalması üzerine PKK/KCK silahlı terör örgütü elebaşının ve terör örgütünün talimat bütünlüğü içerisinde… Kitleyi harekete geçirmek ve olayları tüm ülke geneline yaymak, eylemlerin şiddetini ve yoğunluğunu artırarak kitlesel serhildan/başkaldırı amaçlı terör olayları niteliğinde sokak eylemlerine dönüştürmek amacıyla, siyasi ve sosyal alanda faaliyet yürüten HDP MYK’sı ve eş başkanları, HDP yetkilileri, DBP, DTK, HDK eş başkanları ve yöneticilerinin terör örgütü ile yukarıda anlatıldığı şekilde birçok defa faaliyet yürütüp çeşitli görüşmeler yaptıkları…”

Kaynak: Sözcü