Umut Oran’dan hükümete pandemi yol haritası

Umut Oran’dan hükümete pandemi yol haritası

Corona salgınının mücadelesinde ortak akıl işletilmeden başarı sağlanamayacağını vurgulayan Umut Oran, Salgınla Mücadele Fonu oluşturulması gerektiğini ve bunun için hükümetin görmediği 100 milyar TL’lik paranın bütçede hazır olduğunu bildirdi.

Pandemi Türkiye’de pik noktasına geldiği için bu haftanın çok önemli olduğunu vurgulayan Umut Oran, “Cumhurbaşkanı, bakanlar ve milletvekilleri nisan ayı maaşlarını Salgın Fonu’na aktararak topluma örnek olmalı” dedi.

31 Mart’ta şirketlerin ödemesi gereken SGK primlerinin acilen ertelenmesi gerektiğine işaret eden Umut Oran, ayrıntılı çalışmasında hükümete şu saptama ve önerilerde bulundu:

ORTAK AKIL VURGUSU

MAAŞ ÇAĞRISI

EK 1 MİLYON İŞSİZ

Tüm dünya gibi ülkemiz de olağan dışı günler yaşıyor. Çin’de ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılan yeni tip Corona virüsü (Covid 19), tüm ülkeler gibi bizi de olumsuz etkiliyor. Salgın, hem insan sağlığı ve yaşamını hem de ulusal ve küresel ekonomik, ticari ilişkileri tehdit ediyor. Maalesef dünyayı corona salgını sonrası yeni bir salgın daha bekliyor: İşsizlik salgını. 1929 buhranından daha yıkıcı bir ekonomik kriz uyarısı yapılırken, Uluslararası Çalışma Örgütü, önlem alınmadığı takdirde tüm dünyada 25 milyon insanın işini kaybedeceğini bildirdi. Bunun Türkiye’ye yansıması da olacak ve hükümet işten çıkarmaları önleyecek mekanizmayı kurup desteği sağlayamazsa ülkemizde maalesef 1 milyon vatandaşımız daha işsiz kalacak.

“KARANTİNA ARTIK KAÇINILMAZ”

Ülkemizde 11 Mart’ta açıklanan ilk Corona vakasının ve 16 Mart’ta yaşanan “Corona’dan ilk ölüm” olayının ardından 28 Mart itibariyle açıklanan verilere göre toplam doğrulanmış vaka sayısı 10 bin kişiye yaklaşırken 108 kişi ise yaşamını yitirdi. Bilim insanları COVİD19 virüsünün yol açtığı ölümlerin ve bulaşıcılığın bu hafta pik yapabileceği uyarısı karşısında artık hükümet cesur davranarak yurt genelinde karantina kararını almalıdır.

65 yaş ve üstündeki vatandaşlarımızın oranı nüfusun yüzde 8,5’ini oluşturması karşısında sorumluluk sadece onların omuzlarına yıkılamaz. Bu sebeple 30 Mart-6 Nisan arasında sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi artık kaçınılmazdır, yoksa ABD’nin İtalya’nın gecikme nedeniyle yaşadığı acı tecrübe bizim hükümetin de siciline, tarihe kara bir dönem olarak geçecektir!

BAKANA YIKILDI

Salgınla mücadele; sadece ilgili bakanı ya da siyasi iktidarı değil; tüm kurum, kuruluş, parti ve bireyleriyle 83 milyonu ilgilendiren, katılımcılık ve ortak akılla hayata geçirilecek bir konudur. Bugüne kadar olan süreçte bu anlayışla hareket edilmediği için önemli ihmaller, yanlışlar yaşandı. Tehlikenin boyutunu zamanında kavrayarak etkili idari, bilimsel, toplumsal organizasyona gidilemedi, mücadele adeta salt Sağlık Bakanı’nın üzerine yıkılırken konuya, Bakanın mücadelede “başarılı” olup olmadığı şeklinde bakıldı.

UMRE HATIRLATMASI

Bu yaklaşım yüzünden ciddi eksikler, hatalar ve sorunlar yaşandı. Diyanet İşleri Başkanlığı, dünyada salgın hızla yayılırken 21 bin kişiye Umre izni verdi. Dönüşte bu kişileri sınırda karşılayıp karantinaya almak yerine, ülke içine dağılmalarına yol açtılar. Sonra kamuoyu baskısıyla bu kişilerden sadece 6 bini yurtlara yerleştirilerek kontrol altına alınabildi.

Virüs yayılımına karşı insanlara iktidar tarafından “evden çıkma” denirken, açıklanan pakette uçak biletinde vergiyi aşağı çekme, konaklama vergisini erteleme, konut alımlarında peşinatı indirme gibi anlamsız önlemlere yer verildi. Salgınla mücadelede başarı için ilk günlerde daha çok test yapılması gerekirken, test sayısı hemen artırılamadı.

Çok köklü siyasal, sosyal süreçlere yol açan Büyük Veba Salgınından sonraki en büyük küresel felaketi yaşadığımız için bu salgına karşı ortak akılla ve bilimsel yöntemlerle küresel mücadele gerekmektedir.

SURİYE POLİTİKASI ELEŞTİRİSİ

Mücadelede geç kalınmış da olsa, tam katılımla Türkiye olarak büyük bir organizasyonu gerçekleştirmek ve akılcı bir planlamayla etkili önlemleri zaman yitirmeden uygulamaya koymak zorundayız. Ancak Cumhurbaşkanı ve kabinesinin salgın ile ilgili sürekli olarak çelişkili kararlar aldıkları, işin ekonomik yıkım boyutunu önlemek için gerekli ciddi yaklaşımı sergilemediği görülmektedir. Türkiye sadece, doğrudan olmasa bile dolaylı olarak ancak 100 milyar TL’ye (15 milyar dolar) ulaşacağı öne sürülen bir paketten, yani bütçesinin sadece yüzde 10’undan söz ediyor. ABD, Kanada, Almanya ve Fransa ise 107 milyar dolar ile 2,2 trilyon dolar gibi akıl almaz meblağları vatandaşın hizmetine sunarak, onların geçim derdini düşünmeden gönül rahatlığıyla evde kalmalarını sağlamaya çalışıyor.

9 yılda Suriyeli için 40 milyar dolar harcamakla övünen hükümetin, tüm gelişmiş büyük ülkelerin yaptığı gibi böylesi bir pandemi döneminde kendi vatandaşını; çalışan, çalışmayan, emekli, sokakta yaşayan , işten çıkarılan ayrımı yapmaksızın, sahip çıkarak en azından 3 ay boyunca asgari ücret düzeyinde desteklemesi gerekmektedir.

TEK TEK SIRALADI

Bu süreçte Türkiye’yi pandemi çöküşünden kurtaracak acil adımlar şunlardır:

FON NASIL OLUŞTURULACAK?

KATKI PAYI VE GÖNÜLLÜ BAĞIŞ

* Kamuda tören, temsil, ağırlama, tefriş malzemesi alımı ve tüm lüks harcamalardan vazgeçilmeli, israftan kaçınılmalı, örtülü ödenek kullanımı minimuma indirilmeli, tüm alanlarda tasarrufa gidilmeli.

* Gerekirse Fon’u takviye amacıyla uzun vadeli, uygun faizli devlet iç borçlanma senetleri ihracına gidilmeli, Fon’un hacmini büyütmek için başka etkili yollar aranmalı.

* Sağlık ordusu sayıca tahkim edilmeli, askeri hastaneler yeniden açılmalı, siyasi nedenlerle görevden uzaklaştırılan ve haklarında takipsizlik kararı verilmiş olan kamu sağlık personeli işe iade edilmeli.

SGK PRİMLERİNE ERTELEME

* Temel gıdada yüzde 8, temizlik maddesinde yüzde 18 olan KDV 2020 yılı sonuna kadar kaldırılmalı, bu mümkün değilse en azından kesinlikle Nisan, Mayıs, Haziran aylarında bu oranlar sıfırlanmalıdır.

* Vatandaşı evde tutabilmek için internet sağlayıcılarının tarife ücretlerini yarı fiyata çekmesi, abonelere tanıdıkları kotaları  ücretsiz olarak bir üst kademeye artırmalıdır.

İNTERNET DESTEĞİ

* Milyonlarca öğrencimiz ve öğretmenimiz EBA TV ile eğitim uzaktan yaparak, internet kotalarını çabucak tüketmeye başladılar. Aylarca süreceği anlaşılan bu tablonun mali yükünü hafifletmek için EBA TV için yapılan internet bağlantıları nedeniyle abonelerin-ailelerin kotalarında eksilmeye yol açmayacak destek sağlanmalı.

* Özel şirketlerin sahip olduğu internet sağlayıcılarla bu teşvikler sağlanamazsa Devlete ait olan TÜRKSAT’ın abone kotalarını artırarak, okullara ara verilen süre boyunca ücret almadan hizmet sunması sağlanmalıdır.

* İnsanlar eve kapandığı internet dışında elektrik ve su tüketimleri de artmaktadır. Elektriğe üç ay zam yapmamak yetmez, madem ki tüm dünyada elektrik fiyatları düşüyor elektrik üretim-ağıtım şirketleri de elini taşın altına koyarak fiyatları düşürmek zorundadır. Elektrik, gaz, su, telefon, internet gibi temel tüketim mal ve hizmetlerinde KDV, ÖTV, ÖİV gibi dolaylı vergi oranları minimuma indirilmeli; hastalık ya da işsiz, gelirsiz kalma nedeniyle bu tüketimlerinin bedellerini ödeme gücü olmayanların tüketim bedelleri Fon’dan karşılanmalı.

KOBİ VE ÇİFTÇİLER

* Belediyeler, hastalıktan etkilenmiş ya da işsiz kalmış yurttaşların su tüketim bedellerini en az 6 ay süreyle almamalı. Benzeri biçimde Ankara Büyükşehir Belediyemizin yaptığı güzel uygulama diğer belediyelerde de örnek olmalı ve su faturasının 3-4 ay ertelenmesi, bu süreçte suya zam yapılmaması tüm Türkiye’de güvence altına alınmalı.

* Bankalar, tüm tüketici, konut ve taşıt kredileri ile ticari kredileri; toplam vade (ay) sayısı ve faiz, taksit koşulları değişmeden ötelemeli, borçlulara ileride ödemelerini kaldığı yerden devam edecek şekilde 6 aylık bir “ödemesiz dönem” sağlanmalı.

YİD TAAHHÜTLERİ

* Yol, köprü, havaalanı, şehir hastanesi gibi Yap-İşlet-Devret projeleri kapsamında verilen geçiş, hasta, yolcu vb. taahhütleri kapsamında girişimcilere kamu tarafından yapılan ödemeler, ilgili sözleşmelerde tadilata gidilerek “mücbir” sebep dolayısıyla iptal edilmeli. En azından 2020 yılında yapılacak ödemelerin ekstra yük getirmeden 2021 yılına ötelenmesi sağlanmalı.

* Petrol fiyatlarında uluslararası piyasalarda yıllık ortalama 35-45 dolar olması beklenen ham petrol fiyatı yaşanan şokla 20 dolar düşmesi sayesinde Türkiye’nin enerji ithalatı faturasını yaklaşık 12 milyar dolar aşağı çekeceği için bu rahatlama payı, Salgınla Mücadele Fonu’na aktarılmalı.

* Covid19 tanısı için Türkiye’de de kit üretimi yapıldığı belirtilmesine karşın test yapılan vatandaş sayısının elli bine dahi ulaşamamış olması kafaları karıştırmaktadır. O nedenle Türkiye’de hangi firmaların günlük ne kadar üretim yaptığı ve bunların hangi illere hangi planlamayla gönderildiği, Çin’den gelen test kitleri sayısıyla birlikte günlük olarak açıklanması mücadeleye duyulan güvenin artmasını sağlayacaktır.

* Salgın sonrasında tüm dünyada denklem değiştiği için yepyeni bir kalkınma planı hazırlanmalı. Hatta 12. Kalkınma Planı bu kez 2020-2030 dönemini kapsayan 10 yıllık plan şeklinde hazırlanmalı. Çünkü pandemi sonrasında küresel mal ticareti sekteye uğrayacak, ardından küresel birikim krizi ve küresel göç hareketlerinin gelmesi de bekleniyor.

10 YILLIK KALKINMA PLANI

* Yeni planda akıllı bilimsel tarıma da büyük başlık açılmalıdır, çünkü gıda artık stratejik bir ürün olacaktır, aksi takdirde samanı bile ithal eden Türkiye asla yarınlara güvenle bakamayacaktır. Tarım konusu acilen ele alınmalı çünkü nisan-mayıs ayında yapılacak plan dahilinde çiftçinin 1,5 milyar sebze fidesini toprakla buluşturması sağlanamazsa, bu kez yaz aylarından itibaren ülkemizde temel gıdaya ucuz ve güvenli şekilde ulaşma imkanı kalmayacak, açlık krizi tehlikesi ortaya çıkacaktır.

Kaynak: Sözcü


En son haberler

Bunları da okuyun

Exit mobile version