Tarikattaki amiralin fotoğrafı medyadan önce devlete ulaştı mı?

Balıkesir’de bir kitapçı vitrininde Eşref Edip’in “Bediüzzaman Said-i Nursi” kitabını görür. Alıp, okur. Daha önce hakkında birçok şey duyduğu Said-i Nursi’yi bu kitapla daha yakından tanıma fırsatı bulur. Çok etkilenir. Bir gün Bekir Berk’in telefonu çalar. Karşıdaki ses Tahsin Tola’ya aittir. Konuyu açar. İçinde Zübeyir Gündüzalp ve Tahiri Mutlu’nun da bulunduğu bir grup Nur talebesi Ankara’da tutuklanmıştır. “Davayı alabilir misin?” der. Bekir “Şimdi olmadı Tahsin Abi! ‘Davayı alabilir misin?’ ne demek? ‘Ankara’ya gel. Bu davayı al’ diyeceksin!” (İstanbul İlim ve Kültür Vakfı Emirdağ Yılları Kataloğu-182)

Neden Nurcuların ünlü avukatı Bekir Berk’le başladığımı merak mı ediyorsunuz?

Çünkü…

Geçen hafta iktidara yakın medyanın ‘görmediği’ bir fotoğrafa bakarken aklıma geldi avukat Berk!

12 Mart 1971 muhtırası günlerine dönelim! Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, 5 Şubat 1971’de şu açıklamayı yapar: “… Bir süredir yurdumuzu, kendi ideolojilerinin karanlık çukuruna sürüklemek isteyen bir kısım bedbahtlar saldırılarını şimdi de devletin en büyük kaynağı olan Silahlı Kuvvetlerimizin milli inancını, birlik ve beraberlik ve itibarını yıkmak amacına yöneltmişlerdir.”

Genelkurmay Başkanı Tağmaç’ın açıklamasını coşkuyla karşılayan isim Bekir Berk’tir. Nurcu Berk, Yeni Asya Gazetesi’nde ‘şu cümleleri kaleme alır: “… Bu ses tarihimizin sesidir. Bu ses Mohaç’tan gelen sestir. Bu ses Malazgirt’ten yükselen bir sestir. Bu ses Kanije gazilerinin sadasını aksettirmektedir.” (Yeni Asya/Ordumuzun Sesi/10 Şubat 1971)

İşte Siyasal İslam’ın durduğu ‘merkez’!

1971’de Bekir Berk, 2021’de, bir dergahta sarığı ve cübbesiyle namaza duran Tuğamiral M.S.
Erdoğan ve Akar isyan etmeliydi
VeryansınTv’de yayımlanan o fotoğraf ortaya çıkınca, normalde yer yerinden oynamalıydı! Cumhurbaşkanı Erdoğan isyan etmeliydi ve şu cümleyi kurmalıydı: “Asker, sadece üstünden emir alır. Şeyhinden, tarikatından, cemaatinden ya da başka bir örgütten ya da dernekten sol-sağ fark etmez… Sadece ve sadece hiyerarşik yapının içinde var olur. 15 Temmuz’da ‘imamından’ emir alanları görmedik mi?”

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 15 Temmuz gecesi kendisini derdest eden ve Akıncı Üssü’ne götürenlerin kimden emir aldığını bilmiyor mu? Biliyor! Akar da isyan etmeliydi: “Benim boğazımı sıkan el kırılmıştır ve bir daha boğazımı sıkmak isteyen kuvveti imha ederim.”

Böyle olmadı.

Milli Ordu, tarikat/cemaat dergahına makam aracıyla giden, sarığını takan bu amiralle bir kez daha yara aldı! Birileri hemen “laik duyarlılığınızdan bunları söylüyorsunuz” diyecek. Desinler ve başlarını kuma gömsünler! 15 Temmuz 2016 öncesinde de gömmüşlerdi ve aynı menzile yürüdüklerini zannediyorlardı.
Tuğamiral M.S. nasıl terfi etti?
Şimdi gelelim bazı sorulara…

Örneğin… Bu fotoğrafların, veryansıntv’den 2 ay önce Odatv’ye ulaştığını Müyesser Yıldız’ın yazısından öğrendik: “… O fotoğraflar bana 2 ay önce ulaştı. Peki niye yazmadım ve yayınlamadım; önce onu anlatayım…” (27 Mart 2021/Tarikattaki Cübbeli Amiral olayının perde arkası/Odatv)

Soru şu: İki ay önce gazetecilere ulaşan bu fotoğraflar, Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ulaştı mı?

Soru şu: Tarikattaki amiralin, dünya görüşünü hiç saklamadığını konuşuluyor! 2017’de, albaylıktan amiralliğe terfi eden subayla ilgili devletin elinde istihbarat yok muydu?

Soru şu: Harp Okulları ile Astsubay Yüksekokulları’na girişte aranan, “İrticai ve bölücü görüşleri benimsememiş veya bu faaliyetlere karışmamış olmak” şartı daha yeni kaldırıldı. Daha öncesinde ‘irtica’ varken Tuğamiral M.S. hakkında bir soruşturma var mıydı?

Soru şu: Milli Savunma Bakanlığı 26 Mart’ta, amiralin görüntüleriyle ilgili inceleme başlattıklarını açıkladı. İnceleme ne durumda?

Soru şu: Bu rütbede bir isim, iktidar karşıtı, ‘legal’ bir derneği ziyaret etseydi ne olurdu? Medyanın büyük bölümü ne yazardı?

SONUÇ: 1950’lerden sonra ‘Siyasal İslam’ın TSK içinde nasıl örgütlendiğini neden örgütlendiğini anlamak istiyorsanız Bekir Berk’e bakın!

Kaynak: Sözcü