Şavuot, cheesecake bayramı mı yoksa sütlaç bayramı mı

<p>Bence sütlaç bayramı ...</p>

Tabii bu bizim aile geleneklerimiz çerçevesindeki yaklaşımımızdır.

Bizim aile Balat, Hasköy, Kasımpaşa, Galata interlandında yetişmiş olduğundan ve Tarabya sırtları ile Ulus mahallelerine yetişmediğinden entel takılamadık. Yani anlayacağınız az biraz varoş bir toplum kesiminden geldik. Olsun ben geldiğim yerden de bulunduğum yerden de ziyadesi ile memnunum. Kısaca vurgulamak gerekirse bizim ailede ne Fransızca ne de İngilizce konuşulmazdı. Resmen ve dobra dobra Yahudice konuşulurdu. O zamanlar bu lisana halen de yahudice denir. En Judyo…. Şimdilerde lisanımızın da adı modaya uydu ve Ladino veya Judeo Espanyol oluverdi.

En fazla komiğime giden de Judeo Espanyol konuşacağım diye ağzını gere gere garip sesler çıkartarak İtalyanca ile Arjantin İspanyolcası olan Kastelyano karışımı ve konuşanın da dinleyenin de anlayamadığı bir dil kullanmalarıdır.

TÜRK YAHUDİLERİNDE DE BİR SINIF FARKI MEVCUT

Eh bu kadar özeleştiriden sonra neden Sütlaç Bayramında ısrarcı olduğum anlaşılır sanıyorum. Bu demektir ki Türk Yahudilerinde de bir sınıf farkı mevcuttur. Bu yıllar yılı öyleydi ve halen de devam eder. Komik gelecek ama İsrail’e göç eden Türk Yahudilerinde bile bu sınıf farklılığı mevcuttur.

Peki Şavuot Bayramı nedir ve neden süt mamulleri yenir.

Çok basit. Öncelikle bu bayramın esas ve gerçek adı Matan Tora’dır ve Tanrı’nın Musa Peygamber’e Sina Dağı’nda 10 emir levhalarını iki kez vermesi ve Tevrat’ı tevdii etmiş olmasıdır. Aslında verilen sadece 10 emirdir. Tevrat sonradan hahamlar tarafından yazıldı. (Olsun o da kabulümüzdür)

Sütlü ürünler yenmesinin anlamı ise: Tevrat’ın (10 Emir) Hz. Musa’ya verildiği gün Şabat, yani Cumartesi günü olduğundan, kutlama yapmak için hayvan kesmek ve ateş yakmak yasak olduğundan, sadece hazır olan süt ürünleri peynir ve benzeri ürünler ile kutlamalar yapılabilmiş. Aslında o gün ne sütlaç ne de cheesecake yapılmamış. Ateş yakılmadığı için yapılamazdı zaten…

Bu sebeple de bu gelenek halini almış ve bu bayram ki, aslında hem Yahudilik hem de insanlık için en önemli gündür. Çünkü insanlığa inen ilk din yazıtlarıdır. Belki de tek yazıt 10 emir levhalarıdır. Ve bu yazılı emirler ile insanlığa istikamet verilmiştir.

İSRAİL’E GİREMEDİ

İşte ondan sonra Hz. Musa kavmini Sina çölünden İsrail topraklarına getirmiş ve uzaktan toprakları ve İsrail’i göstererek vatanınız burasıdır demiştir. (40 yıl sürmüş bu yol GPS veya WAZE programları Hz. Musa’nın cep telefonunda yoktu. Hoş telefon da yoktu Allah ile vahiy yolu ile iletişimdeydi. Ayrıca bu 40 yıl sürmesinin nedeni çölde doğmuş hür bir nesil oluşmasını beklemek idi. Böyle söyleyen bir tez de mevcut Yahudilik kavramında…)

Kendisinin Tanrı tarafından konulmuş Yurda giriş yasağı bulunduğudan sınırda kalmıştır. Nereye gittiği de belirlenememiştir.

Henüz İsrail devleti kurulmamış olduğundan ve de “geri dönüş” yasası henüz çıkmadığından İsrail’e girememiştir.

Kavmine çölde su bulmak için Tanrı’nın gösterdiği bir kayaya asası ile dokunmak yerine şiddet kullanarak vurduğu için cezalandırılmış ve İsrail’e girişi yasaklanmıştı.

İsrail uzun bir süre hakimler tarafından yönetildi. Hoş son yıllarda da Bagatz hakimlerinin böyle bir deneyim içinde oldukları görülse de uygulanır bir durum yoktur.

1000 TANE EŞİ VARDI

İşte o yıllarda da hakimlerin yönetimini yeterince hakkaniyetli bulmayan halk, demokratik bir şekilde atanacak bir Kral talep etmişler sırası ile; Şaul, David, Shlomo, Yerovam, Baaşa, Zimri, Omri, Jehu, Şallum, Menahem, Pekah, Hoşea Kralları Yahudi devletini yaklaşık 800 yıl kadar idame ettirdiler.

Aralarında en kral olanları ise David ve Shlomo. Hele hele Shlomo yani Türkçesi Kral Süleyman en kral olanı idi. 1000 tane eşi vardı. Bir tanesi de Etiyopya Kraliçesi Sheba idi. İşte bu uçkur merakı yüzünden bugün rengarenk Etopiyalı kardeşlerimiz var. Bence mahsuru yok tabii ama nereden geldikleri anlaşılsın diye izah etmekte yarar gördüm.

Hazreti İbrahim, Yahudi İbrahim babamız 90’lı yaşlarda (helal olsun) eşi Sara’nın hizmetçisi Hacer’i (Kayıtlara göre Sara’nın onayı ile) koynuna sokmuş ve kardeş çocuklarının ağababası yani İsmail’in dünyaya gelmesine sebebiyet vermiş. Buna kaza mı demek lazım yoksa taammüden doğum mu demek lazım tartışabiliriz. Halen devam eden bu toprak kavgası da aslında bir miras meselesidir ve doğaldır. Bu olaydan sonra Hz. İbrahim ile Sara anamınızın da 99 yaşında bir çocukları daha olmuş ve adını da İsrael koymuşlar. Ve hem İbrahim hem de iki çocuğu aynı gün sünnet olmuşlar. İbrahim babamız 99 yaşında, İsrael 8 günlük ve İsmail de 14 yaşındaymış. İşte bu nedenledir ki Yahudiler 8 günlük iken Müslümanlar 14 yaşına kadar, kaşıranlar da 99 yaşına kadar sünnet olabilirler. Tabii yöntemler ve kullanılacak kesiciler farklı olacaktır….

Gelelim Sütlaç konusuna… Tabii soruyu bir de Gurme Vedat Milor abimize yöneltmek lazım. Ama bizim ailede  sütlaç konusunda bir konsensus mevcut. Şavuot bayram gecesi oğlumun evine davetliydik. Gelinim Mısır ve Iraklı ailelerin karışımından dünyaya gelmiş dünya tatlısı bir kızdır. Ailesi de iyi insanlardır. Ve kız annesinin de yardımı ile mükellef bir açık büfe kurdu masada; her çeşit peynir ve peynir ile yapılmış kekler ve pizzalar vardı. Eşim de Türk Yahudi mutfağının özelliklerini masaya taşımıştı. Borekitas, Mücver ve dayanılmaz fırın sütlaç…

Ben hariç herkes yedi, bana da kalmadı. Eşim şeker hastası olduğum için köşe bucak kaçırdı. Ama sağolsun dünür Meir aynı zaman laik bir din bilginidir. Bayram geceleri ve Şabat yemeklerinin şişmanlatmadığı hatta şeker oranını da yükseltmediği konusunda kısa bir de fetva verdiyse de eşim pek ikna olmadı.

Rafael Sadi

Odatv.com 

https://www.turkisrael.org.il/single-post/2019/06/18/Matilda-Cohen-Sarano

Kaynak: OdaTV