“Fruktoz şurubundan zararlı olarak bahsedebiliriz bundan emin olarak konuşuyorum çünkü ABD’de karaciğer üzerine çalışırken bunun fruktoz şurubu kaynaklı olduğunu destekledik. O yüzden net konuşuyorum. GDO’lu veya GDO’suz mısırlardan laboratuvar ortamında tüplerde elde edilmiş bir şeker. Nişastayı alıp fruktoz şurubu elde ediyorsunuz. Fruktoz şurubu doğada bulunmaz, laboratuvar ortamında üretilmektedir. Zararlı olan budur.”
“İçeriğinde fruktoz şurubu olan bir abur cubur ya da tatlı yediğinizde gece reflü başlıyor, ağzınıza acı acı ekşi sular gelmeye başlıyor. Midenizden çıkıyor, yemek borunuza ve ağzınıza doluyor. Sabah ağzınızda tuhaf bir tat, boğazınız sanki üst solunum yolu enfeksiyonu geçirmiş ve bademciğiniz şişmiş. Çünkü fruktoz şurubu yemek borusunun alt ucuyla midenin üst kısmı dediğimiz yerde tam kapak vasifesi gören “özofagus sprinter” denilen yapıyı gevşetiyor. Bu yapıyı gevşetince uykudayken midede ne kadar içerik varsa onlar yemek borumuza çıkıyor, yemek borumuzun alt ucunu asit yakıyor ve nihayetinde ağzımıza gelebiliyor. O şerbetli tatlılar; bisküvisiyle, çikolatasıyla, gofretiyle abur cuburlar içeriğinde fruktoz şurubu içeren tüm ürünler reflüye sebep oluyor.”
“Glikoz vücutta yakılıp kullanılacak veya glikojen olarak depolanacaktı. Fruktozun ise tamamen farklı bir metabolizması var. %5’i yakılırken %95’i karaciğerde yağ asidi ve diğer moleküllere dönüşüp direkt olarak Trigliserit oluyor. Trigliserit dediğimiz şey yağ! Bu yağın bir kısmı karaciğerde depolanırken bir kısmıysa kana karışarak diğer organlara ulaşıyor. Vücuda alınan nişasta bazlı şeker enerjiye dönmüyor, beyin kullanmıyor; direkt olarak yağa dönüşüyor. Vücut da bu yağı depoluyor. Karaciğer böyle yağlanıyor, göbek böyle oluşuyor.”
Benzerlerini
çok yazdık ama bunları şimdi biz söylemiyoruz. Özgeçmişine kimsenin tek söz
edemeyeceği, konusunda Türkiye’deki en uzman kişilerden Prof. Dr. Metin Başaranoğlu
söylüyor.