Korkutan grafik! 2022’yi cepten yiyoruz… ‘Dünyanın iliği kurur…’

class=”cf”>Dünya Limit Aşımı Günü, gezegenin her yıl yeniden ürettiği tüm biyolojik kaynakları insanlığın tükettiği tarihi temsil ediyor. Bu yıl, bir önceki yıla tam üç hafta önce ulaştı. 29 Temmuz itibariyle gezegenin kaynaklarını kullanma kotamızı tükettik ve daha şimdiden gelecek yılın kaynaklarını harcamaya başladık. İlk Dünya Limit Aşım Günü 30 Aralık 1970 idi ve o zamandan beri yavaş yavaş ocak ayına yaklaşıyor.

Grafik: Harun Elibol

2021 yılının bitmesine neredeyse beş ay kalmasına rağmen, Dünya’nın yenileyebileceği tüm kaynakları tükettik. Amazon yağmur ormanlarındaki yaygın ormansızlaşma nedeniyle küresel orman biyokapasitemiz yüzde 0,5 azalırken, küresel karbon ayak izimizde de yüzde 6,6’lık bir artış görüldü. Bu yılın başlarında yayımlanan bir raporda ise ormansızlaşmanın 2020’de yüzde 12 arttığını ve daha da kötüsü 2021 için tahminlerin yüzde 43’e ulaşacağı öngörülüyor.

İNSANLIK HER YIL DAHA FAZLA KAYNAK KULLANIYOR

class=”cf”>

Dünya Limit Aşımı Günü, gıdadan tekstile kadar tüm sektörlerden her yıl ülke başına 15 binden fazla noktadan veri alıyor. Mevcut hızımıza göre sürdürülebilir kaynakların her yıl yaklaşık yüzde 170’ini kullanıyoruz. 2021 yılına ait harcamalar ise BM verilerine göre 1970’lerde aşım bölgesine girildiğinden bu yana en yüksek harcamalardan biri.

Global Footprint Network CEO’su Laurel Hanscom, “Bu veriler, Covid-19 sonrası dönemdeki kurtarma planlarının ancak uzun vadede yenilenme ve ekolojik kaynak verimliliğini benimsemeleri durumunda başarılı olabileceğini açıkça ortaya koyuyor” dedi.

BÜYÜK PAY FOSİL YAKITLARIN

Devam eden pandemi nedeniyle hava yolculuğu emisyonları hala önceki yıllara göre daha düşük olsa da fosil yakıtlar yaklaşık yüzde 60 ile ayak izimizin büyük payını oluşturuyor. Global Footprint Network ayrıca her ülkenin aşım gününü hesapladı. Buna göre Katar, Kanada ve ABD gibi yüksek emisyonlu ve kaynak yoğun ülkelerin tümü, bu yıl Mart ortasından itibaren kotalarını tüketti. Myanmar ve Endonezya ise kotalarını Aralık ayına kadar dahi tüketemeyecek.

Korkutan grafik 2022yi cepten yiyoruz… Dünyanın iliği kurur...

class=”cf”>

PANDEMİ TÜKETİMİ AZALTSA DA…

Covid-19 pandemisi 2020 yılında kaynakların kullanımında düşüşe neden oldu. Ancak dünya bu yıl normalleşmelerin de etkisiyle eski haline daha da kötü sonuçlarla döndü.

İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Dabanlı sorularımızı yanıtladı…

Dünyanın pandemiden önceki haline dönmesine ne sebep oldu?

Aslında salgın döneminde özellikle ulaştırma ve sanayi sektörünün yavaşlaması sürekli artış trendinde olan küresel emisyonların ve ısınmanın bir derece kırılmasına ve yavaşlamasına sebep oldu. Ekonomilerin tekrar açılması, ulaşım sektörünün canlanmasıyla bu gidişat yeniden eski limitlerine ulaşmış oldu. Bu açıdan bakıldığında normal olmayan ya da beklenmeyen bir durum söz konusu değil.  Ekonomik aktiviteler, küresel hareketlilik ve tüketim alışkanlığı salgın öncesi olduğu gibi aynı hızla devam ederse hem doğal kaynaklarımızı daha hızlı tüketiriz hem de daha fazla emisyon üreterek dolayısıyla iklim değişikliğini hızlandırırız.

class=”cf”>

Dünyada sürdürülebilir bir hayat sürmek için doğanın kendisinin yenilenme süresi var her coğrafyada farklı. Daha anlaşılır olması için örneğin balık sezonu Türkiye’de 1 Eylül-15 Nisan arasında başlıyor. Neden? Eğer siz balıkların üreme ve büyüme döneminde avlanmaya devam ederseniz, gelecek gün ve senelerde yemeye balık bulamazsınız. Denizlerimizdeki balıklar hem sayıca hem de büyüklük olarak yeteri kadar büyüklüğe ulaşsın ki, rahat rahat 1 yıl herkese balık yetebilsin. Aynen bunun gibi, doğal kaynakların hepsi kendisini yenileme süresinden önce tüketilirse, dünyanın iliği kurur. Gelecekte yaşayacak nefes alacak yer bulunamaz. Dünyanın ekolojik dengesine saygı göstermemiz lazım. Dünyanın yaradılışında muazzam bir denge var, bu dengeyi bozmamak lazım.

class=”cf”>

Kıt kaynakları tüketmeyi azaltmak için neler yapabiliriz?

Öncelikle dünyanın ekolojik dengesine saygı göstermeliyiz. Bunun yanı sıra adı üstünde kıt kaynak, bunları tüketirken israftan kaçınmalı ve tüketim alışkanlıklarımızı azaltmaya çalışmalıyız. Özellikle su bütün canlılar için hayati bir nimettir. Suyun tekrar tekrar kullanımının, arıtılmasının daha az kirletilmesinin ve az tüketilmesinin yollarını bulmamız lazım. Zaten dönem kurak, aşırı sıcaklıklar ile de buharlaşma arttığı için bütün tatlı su kaynaklarımızda ciddi azalma söz konusu. Tasarruf şart.

class=”cf”>

Türkiye bu listede nerede? Biz kaynakları ne hızla tüketiyoruz?

Genel olarak baktığınızda küresel kişi başına düşen karbon ayak izi listesinde Türkiye 3. çeyrek dilimde yer alıyor. Çoğu kabule dayalı bu tarz hesaplamalar elbette bir göstergedir, bir fikir verir. Kaynaklarımızı ne hızla tüketiyoruz dersek, her kaynak için farklı durum. Hep söylüyoruz su en önemli unsur. Yer altı su seviyemiz her geçen sene daha aşağı düşüyorsa, demek oluyor ki tüketim hızımız, kendini yenileme hızından sürekli daha fazla. Bu doğrultuda Türkiye’nin biokapasite verilerine baktığınızda 1980’lerden beri tüketimin hızının doğal üretim kapasitesinden daha hızlı olduğunu ve aradaki farkın da sürekli artış trendinde olduğunu söyleyebiliriz.

Canlı Borsa – Altın Fiyatları – Döviz Kurları için Bigpara

Kaynak: Hürriyet