Huawei Mate 30 Pro: Google servisleri yüklenebiliyor mu?

Huawei Mate 30 Pro, geçtiğimiz aylarda duyurulan bir amiral telefon. Ancak Türkiye dahil bazı Avrupa ülkelerinde satışa sunulma tarihi biraz gecikti ve bugünleri buldu. Huawei, bir yandan P40 serisi için son hazırlıklarını yaparken, Mate 30 Pro ile dikkatleri üzerinde toplamayı planlıyor. Şirketin donanım bazında rakiplerini hayli zorlayan telefonunun görülen en önemli eksikliği ise hiç şüphesiz Google servislerinin olmayışı… Bu anlamda Huawei’nin uzun süredir telefonu satışa sunmamasının en önemli sebebi elbette bu. Ancak Huawei, bir şekilde Google’sız telefonunu satışa çıkarmış durumda. 

Öncelikle Huawei Mate 30 Pro’nun tasarım olsun, donanım özellikleri olsun, rakiplerini zorlayacağı çok açık. Google servisleri olmadan ise elbette bir şeyler eksik. Ancak sanılanın aksine WhatsApp, Facebook ve Instagram gibi milyonlarca kullanıcının vazgeçilmezi olan uygulamalar, Google servislerine gereksinim duymadan da kullanılabiliyor. Google Play Store olmasa da, ilgili APK dosyalarını telefonunuza kendi resmi internet sitelerinden indirerek Mate 30 Pro’ya yükleyip kullanabiliyorsunuz. 

Ancak YouTube, tamamen Google servislerini baz alan bir uygulama olduğundan, web tarayıcıda çalıştırmaktan başka bir çareniz bulunmuyor. 

HUAWEI MATE 30 PRO: GOOGLE SERVİSLERİNİ YÜKLEYEBİLMEK MÜMKÜN MÜ?

Kesinlikle evet. Bunun için ilgili dosyaları bulmanız ve telefonun içine atmanızla birlikte kolayca Google servislerini Mate 30 Pro’ya dahil edebiliyorsunuz. Bunun için Google’da ufak bir araştırma yapmak yeterli. Google servislerini yükledikten sonra ise YouTube dahil her uygulamayı sorunsuz bir şekilde kullanabiliyor, en son güncellemeleri takip edebiliyorsunuz. Yani diğer telefonlardan bir farkı kalmıyor. Fabrika ayarlarına döndüğünüzde ise tekrar bu dosyaları aynı şekilde cihazınıza kurmanız gerekiyor. 

HUAWEI MATE 30 PRO’NUN TEKNİK ÖZELLİKLERİ

İlk durağımız elbette telefonun tasarımı olacak. Açıkçası Mate 30 Pro, tasarımıyla oldukça maskülen bir görünüme sahip. Bunun da en büyük sebebi telefonun arka yüzünde, üst kısımda tam ortada devasa bir alanı kaplayan daire biçimli kamera alanı. Uzaktan bakıldığında sanki kocaman tek bir objektif gibi görünen, ancak içeriğinde 4 farklı kamera bulunduran bu alan, gövde renginden farklı tonda bezel halka ile çevrelenmiş.

Huawei Mate 30 Pro: Google servisleri yüklenebiliyor mu

Uzay Gri rengiyle elimizde duran Mate 30 Pro, Kozmik Mor, Zümrüt Yeşili ve klasik siyah rengiyle de tercih edilebiliyor.

class=’cf’>
Telefonun ekran kenarları ultra kavisli hazırlanmış. Böylece önden bakıldığında yan taraflarda çerçeve olmadığı için tam görüntü sunan ekran, sadece üst ve alt kenarda çok ince çerçeve bulunduruyor. Ekranda kullanılan bu ultra kavis, Huawei’yi kenarlardaki fiziksel ses butonlarını da kaldırmaya itmiş ve bunun yerini dokunsal ses butonları almış. Ekranın hemen yan tarafına başparmağınızla çift dokunduğunuzda açılan ses menüsünden sesi kolayca açıp kapatabiliyorsunuz. Öte yandan bunu yalnızca tek taraftan değil, telefonu tutuş şeklinize göre hem sağ hem sol kenardan yapabiliyor olmanız da pratiklik kazandırmış.

class=’cf’>
Mate 30 Pro’da tek fiziksel buton sağ tarafa oldukça ince şekilde yerleştirilen güç tuşu olurken, SIM kart çekmecesi, USB-C portu ve hoparlör mazgalı telefonun alt kenarına dizilmiş durumda. SIM kart çekmecesinin diğer yüzü ise Huawei’nin Nano Memory kart yuvası olarak kullanılıyor. Yani telefonun hafızasını microSD kart ile değil Nano Memory ile arttırabiliyorsunuz.

Bu arada bu kenarda yer alan hoparlörün de ne yazık ki mono olduğunu söyleyelim. Hoparlör yüksek ve güzel ses veriyor belki, ancak stereo hoparlör bulundurmaması telefonun eksileri arasında yer alıyor. Ses sadece alt kısımdan geliyor.

Telefonda ayrıca bir 3.5 mm kulaklık girişi de yok, ancak Huawei zaten bir süredir bu girişi kullanmıyor, bunun yerine USB-C üzerinden ses aktarımı sağlıyor ve kutu içeriğinde de zaten güzel bir kulak içi kulaklık yer alıyor.

Üst kenara baktığımızda ise burada kızılötesi sensörü olduğunu görüyoruz.

class=’cf’>
Mate 30 Pro’nun kenarları alüminyum çerçeveden, hem ekran hem arka yüzeyse yekpare cam yapıdan oluşuyor. Telefonda koruma olarak hem ön hem arka yüzeyde Gorilla Glass 6 kullanılmış. Bu yüksek koruma seviyesi demek ancak yine de telefonun çok kırılgan durduğunu söylemek lazım. Bize gelen sürümde bir koruma kılıfı yer alıyor, ancak telefonu satın alanlarda kutu içeriğinde bu kılıf bulunmayacak. Öte yandan ekranda bir koruma filminin de halihazırda bulunmadığını belirtelim.

Huawei Mate 30 Pro: Google servisleri yüklenebiliyor mu

Tasarıma ilişkin son olarak Mate 30 Pro’nun IP68 sertifikasına sahip bir telefon olduğunu, böylece suya karşı dayanıklık sunduğunu ve 198 gram ağırlığıyla Samsung Galaxy Note 10+ gibi ağır bir telefon olduğunu da söyleyelim.

Mate 30 Pro, 6.53 inç büyüklüğünde bir ekrana sahip. Ekranın kenarlarının tamamen çerçevesiz oluşu ve OLED panelin kullanılması, ekranın görünümünü çok çekici hale getiriyor. Bu anlamda Mate 30 Pro’nun ekranıyla son derece cazibeli durduğunu söylemek gerekiyor.

HDR10’un yanı sıra DCI-P3 renk gamutunun da tamamını destekleyen ekran, çözünürlüğü ile ise selef model Mate 20 Pro veya Galaxy Note 10+’dan daha düşük bir çözünürlük olarak 1176×2400 piksel, yani Full HD+ çözünürlüğü destekliyor. Öte yandan ekran boyutuna ve çözünürlüğüne bağlı olarak piksel yoğunluğu da 409 ppi ile bu ikilinin az da olsa gerisinde duruyor. Fakat kağıt üzerinde yer alan bu rakamlara karşın telefonun ekranının gayet güzel göründüğü bir kez daha söylemek lazım. Kullandığımız süre boyunca oldukça memnun kaldığımızı belirtelim.

zellikle ekranın parlaklık değerleri gayet iyi. İç mekanlarda 514 kandela olarak ölçümlediğimiz ekran parlaklığı güneş altı dış kullanımlarda ise 786 kandelaya ulaşabiliyor ki, bu da fazlasıyla yeterli. Ayrıca OLED panel sebebi, ayrıca HDR desteği ile renk ve kontrast noktalarında da bu telefonu kullanacaklar fazlasıyla memnun kalacaklardır.

Ekran parlaklığından bahsetmişken şunu da ilave etmek gerekiyor: Ekran kenarları ultra kavisli ve özellikle beyaz sayfaları kullanırken, bu kavisli alanlarda degradeli bir gölge oluşuyor. Bu açıkçası bizi çok rahatsız etmedi, ancak bilmek istersiniz diye paylaşalım istedik.

Öte yandan özellikle bu sene yeni tanıtılacak önemli telefonlarda 90Hz ve 120Hz ekran tazeleme hızlarına sahip ekranlar göreceğiz, ancak Mate 30 Pro’da 90Hz ekran yok. Huawei’nin bir sonraki amiral gemisinde bu özelliği göreceğiz.

Mate 30 Pro’nun ekranında yalnızca yüksek kavisli kenarları değil, üstteki çentik alanı da dikkat çekiyor. Huawei, bu çentik alanını biraz geniş tutmuş, zira burada yalnızca ön kamera yer almıyor. Burada 32 MP çözünürlüklü ön kameranın yanı sıra yüz tanıma yapabilmek için kullanılan ve Apple’ın FaceID yöntemi benzeri 3 boyutlu yüz tanıma sistemi olan 3D derinlik algılama kamerası ve hareket sensörü yer alıyor. Kullandığı yüz tanıma sistemiyle, yüz tanımayı yalnızca kamera üzerinden yapan telefon modellerinden ayrılıyor Mate 30 Pro. Bu yöntem kuşkusuz daha güvenli olurken, ayrıca telefonda bir parmak izi sistemi de tabii ki mevcut.

Ekranın alt kenarına yerleştirilen entegre parmak izi sensörü de gayet kusuzsuz çalışıyor ve hızlı bir bir şekilde parmak izinizi kullanarak kilidi açıyorsunuz. Bu arada yüz tanıma sisteminin de güvenli olduğu kadar hızlı çalıştığını söyleyelim tabii: Düşük ışıkta da değerlendirdik ve yüz tanımasını çok hızlı şekilde yaptığını gördük.

Bu arada yüz tanıma ve parmak izi yöntemlerini kullanarak yalnızca telefonun kilidini açmıyor, isterseniz uygulamaları da kilitleyebiliyor, kendinize özel şifreli alan oluşturabiliyor veya şifrelerinizi bir kasaya yerleştirebiliyorsunuz. Bundan ve yine çentik alanında yer alan hareket sensörünün kullanımından az sonra telefonun EMUI arayüzünü anlatırken daha detaylı bahsedeceğiz.

Huawei Mate 30 Pro, her ne kadar Google servisleri yüklü olarak gelmiyor olsa da, açık kaynak kodlu işletim sistemi olan Android 10 işletim sistemini kullanıyor. Ayrıca bunun üzerinde, diğer Huawei akıllı telefonlarından da aşina olduğumuz gibi EMUI yazılımını kullanıyor. Mate 30 Pro’da EMUI 10 sürümü kullanılıyor ve bu arayüz gün geçtikçe daha başarılı bir hal almaya devam ediyor.

Bunu da anlattıktan sonra şimdi EMUI arayüzündeki bazı püf noktalarından bahsedelim. Öncelikle telefonu karanlık moda kolayca alabiliyorsunuz. Üst çekmecedeki Koyu Mod’a tıklayarak bunu aktifleştirebilirsiniz. Yine burada çok sayıda seçenek var. Ekran kaydı alabiliyor, NFC’yi aktifleştirebiliyor, Süper güç tasarrufunu açıp kapatabiliyorsunuz.

Ayrıca yine Ayarlar’da Başlangıç Ekranı Stili kısmından menü arayüzünü çekmeceli veya çekmecesiz şekilde seçebiliyor, Sistem Gezintisi kısmından alttaki navigasyon tuşlarını getirebiliyor veya daha sezgisel bir kullanım için el hareketlerini aktifleştirebiliyorsunuz.

Ekran ayarları kısmından telefonun ekran çözünürlüğünü değiştirebilir, ekran renk ve canlılığını özelleştirebilir, Temalar bölümünden de telefona çok sayıda tema seçeneği atayabilirsiniz.

Ayarlar menüsünde bulunan Erişilebilirlik Özellikleri kısmından ise Kısayollar ve Hareketlere ilişkin çok sayıda seçeneğe erişebiliyorsunuz ki bunlardan biri de, telefonun çentik alanında bulunan hareket sensörü ile ilişkili.

Bu sensör yoluyla telefona dokunmadan sadece el hareketleriniz ile birtakım fonksiyonları kontrol edebiliyorsunuz. Havada kaydırma özelliği ile sayfaları el hareketinizle kaydırabilir ve elinizi yumruk haline getirerek ekran görüntüsü yakalayabilirsiniz.

Ekran görüntüsü almanın bir diğer yolu da daha önce de Huawei’nin diğer telefonları için bahsettiğimiz Hareketle Kontrol özellikleri oluyor. Ekran görüntüsü almak için ekrana çift tıklamanız, yine parmak eklem yerinizle ekranı ortadan çizerek ekranı kolayca bölebiliyorsunuz.

Bu arada Güvenlik adımından da yine az önce bahsettiğimiz, yüz ve parmak izi gibi biyometrik verilerinizi kullanarak uygulama kilitleme ve şifreli kasa yöntemlerine erişebiliyorsunuz. Uygulama kilitleme özelliği bilhassa önemli, zira özellikle telefonununu çocuklarına veren ebeveynler, çocukların bazı oyunlara veya uygulamalara erişmelerini ve farkında olmadan ücretli uygulamaları indirmelerini istemiyorlar. Bunun yolu da Güvenlik alanındaki Uygulama Kilidi menüsü oluyor. Bu alanı kullanarak telefonda yer alan uygulamaları ve uygulama marketlerini şifreleyebiliyor ve bu sayede yalnızca siz erişebiliyorsunuz. Burada daha çok sayıda seçenek var, araştırarak kullanım deneyiminizi zenginleştirebilirsiniz.

Huawei Mate 30 Pro: Google servisleri yüklenebiliyor mu

Evet, geldik Mate 30 Pro’nun teknik kadrosuna ve performansına ilişkin notlarımıza. Mate 30 Pro, elbette güçlü bir amiral gemisi. Hatta öyle ki, şimdilik bugüne kadar incelediğimiz en güçlü akıllı telefon oluyor. Zira içeriğinde Huawei’nin yeni 7nm+ mimarisine sahip Kirin 990 işlemcisi bulunuyor.

8 çekirdekli yapıda tasarlanan bu işlemci, 5G desteği gösteriyor, ancak bu telefonda 5G desteği bulunmuyor. Huawei 5G desteğini, Mate 30 Pro 5G modelinde sunuyor. Kaldı ki ülkemizde zaten 5G henüz yok.

Kirin 990 işlemci ile beraber Balong 4G/5G modemini, HiFi ses yongasını, 4K HDR video desteğini, güvenlik motorunu ve yeni mimarili yapay zeka sistemini kullanıma sunan Huawei, ISP, yani görüntü işleme birimiyle de fotoğraf işleme konusunda selef modele kıyasla yüzde 15’lik bir performans artışı gösteriyor.

İşlemcide bulunan Cortex-A76 çekirdeklerinden 2’si 2.86 GHz frekansında çalışırken, diğer 2’si 2.09 GHz frekansında çalışıyor. Ayrıca 4 adet verimlilik odaklı 1.86 GHz frekanslı Cortex-A55 çekirdekleri de yonga içinde yer alıyor.

GPU tarafında Mali-G76 MP16 yongasını görüyoruz ki, bu oyun konusunda önemli işlere imza atıyor, bundan da az sonra performans adımında bahsedeceğiz.

Telefonda 8 GB RAM yer alırken, elimizdeki model 256 GB’lık kapasiteye sahip. Mate 30 Pro’nun ayrıca 128 GB’lık bir versiyonu daha bulunuyor. Öte yandan depolama birimi konusunda önemli nokta, UFS 3.0’ın kullanılması. Bu sayede UFS 2.1 flaş depolama birimine kıyasla veri okuma ve yazma noktasında yüzde 79 daha yüksek performans gösteriyor. Bu da uygulama yükleme sürelerini minimize ediyor.

Mate 30 Pro teknik özelliklerinden bahsettiğimize göre şimdi biraz performansını değerlendirelim. Öncelikle Mate 30 Pro’nun performans bakımından komple bir amiral gemisi olduğunu söyleyerek başlayalım. Ekran kaydırma deneyimi olsun, uygulamalar arası geçiş olsun veya çok sayıda uygulamayı aynı anda kullanma konusu olsun, hiçbir sıkıntı yaşamayacaksınız.

Telefonda bulunan Mali-G76 mimarisine sahip GPU ille performans yüzde 30 oranında artarken enerji verimliliği de yüzde 46 oranında arttırılmış durumda. Kullanılan Kirin Gaming+ 2.0 ile beraber de oyun performansında bunun karşılığını alıyorsunuz.

Huawei Mate 30 Pro: Google servisleri yüklenebiliyor mu

Mate 30 Pro’da 4500 mAh kapasitesinde bir batarya yer alıyor. Bahsettiğimiz pek çok noktada olduğu gibi pil yönetimi ve şarj konusunda da en iyi akıllı telefonlardan biri olan Mate 30 Pro, kutusunda 40W gücünde şarj adaptörü bulunduruyor. Yine 27W gücünde kablosuz şarj özelliği olan telefonda elbette Huawei telefonlarla tanıdığımız ters şarj özelliği de mevcut. Yani Mate 30 Pro’yu bir mobil şarj cihazı olarak da kullanarak, diğer cihazları kablosuz olarak şarj edebilirsiniz.

Peki, Mate 30 Pro’nun pili ne kadar gidiyor? Bu konuya öncelikle, telefonu yoğun kullanacağınız bir kullanım senaryosunda telefonun 2’inci günü gördüğünü söyleyerek başlayalım. Daha hafif kullanımlarda ise tek şarjla 2’inci günü de devirebiliyorsunuz. Elbette yer alan güç tasarruf modu ve ultra güç tasarruf modlarını kullnarak süreleri uzatabilirsiniz.

Telefonun pil performansını oyun senaryosunda da değerlendirdik. Tam parlaklıkta ve Wi-Fi’a bağlı senaryoda 30 dakikalık Asphalt 9 performansı sonrası yüzde 10 şarj tüketen Mate 30 Pro, pili tamamen tükendiğinde ise tam 1 saat içinde şarj olabiliyor. Ancak bunun ilk 30 dakikasında bataryanın yüzde 66’sı doluyor, 40 dakikada ise yüzde 83’lük doluluk oranına ulaşıyor. Yine şarj konusunda da kıyaslayacak olursak, Galaxy Note 10+ 1 saat 5 dakika içinde tam kapasite şarj olabiliyordu. Bu anlamda birbirlerine yakın olduklarını söyleyebiliriz.

Artık telefonlar özellikle fotoğraf yetenekleriyle ön plana çıkmaya başladılar. Mate 30 Pro da bunlardan biri oluyor. Kamera konusundaki otoriteler biri olan DXOMARK’tan 121 puan alarak iPhone 11 Pro Max ve Samsung Galaxy Note 10+’ı geride bırakan Mate 30 Pro, daha önce de mobil fotoğrafçılık deneyimini yeni bir çıtaya taşıyan Mate 20 Pro ve P30 Pro akıllı telefonlarının üzerine koyan bir telefon oluyor. Bunu zaten görsel olarak arkadaki dev objektif görünümlü kamera alanıyla ortaya koyan telefon, burada 4’lü kamera kurulumuna yer veriyor.

Kameralara yakından baktığımızda, bunlardan ana kameranın 40 MP ölçüsünde, f/1.6 diyafram ve 27 mm’lik geniş açılı olduğunu görüyoruz. OIS yani, optik imaj sabitleme özelliği bulunduran ana kamera, lazer otofokus da içeriyor.

Telefonda yer alan tek 40 MP kamera ana kamera değil. Ultra geniş açılı kamera da 40 MP lense sahip. 18 mm’lik bu kamera da ise f/1.8 diyafram değeri ve lazer otofokus mevcut.

3’üncü kamera 8 MP çözünürlüğünde ve f/2.4 diyaframlı 80 mm’lik telefoto lens oluyor. Yine OIS bulunduran bu kamera ile 3x optik zum yapabiliyor, 5x hibrit zum sağlayabiliyor ve dijital zum ile 30x’e kadar yakınlaşabiliyorsunuz.

Telefondaki 4’üncü kamera ise telefonun ön yüzünde de olduğu gibi 3D ToF sensör olarak yer alıyor. Bu kameradan da daha çok portre ve açıklık modlarında faydalanıyorsunuz. Ayrıca bu kamera ile 3 boyutlu tarama yapılabiliyor.

Mate 30 Pro’nun ön yüzündeki çentik alanında ise yine bahsettiğimiz gibi 3D sensör yer alırken ön kamera 26 mm’lik 32 MP çözünürlüklü ve f/2.0 diyaframlı olarak karşımıza çıkıyor.

Ön tarafta herhangi bir fiziksel flaş yok, ancak ekran flaşını kullanabiliyorsunuz. Telefonun arkasında ise çiftli çift tonlu LED flaş yer alıyor. Bu arada bahsetmeye gerek var mı bilmiyoruz, zira Huawei ve Leica uzun zamandır çalışıyor ve buna bağlı olarak telefonda yine Leica lens kullanılıyor.

Mate 30 Pro’da video konusunda da iyileştirmeler var. Rakiplere kıyasla video anlamında bir tık geride duran Huawei, bu konudaki açığını da Mate 30 Pro ile kapatmış ve Mate 30 Pro’ya 4K 60 FPS video kayıt yeteneğini kavuşturmuş. Bu sayede 4K çözünürlükte saniyede 60 kare video kaydı yapabilen telefon, ağır çekim konusunda da önemli işler yapıyor.

Saniyede 7680 FPS video kaydı yapabilen ilk telefon olan Mate 30 Pro’nun bu senaryoda çok iyi ışık koşullarına ihtiyaç duyduğunu da söyleyelim. Öte yandan telefonda Full HD’de 960 kare kayıt imkanı da tanınıyor. Bu arada video kısmında ön kamerada ise 1080p’de 30 kare video kaydı yapılabildiğini söyleyelim. Note 10+’ta ise ön kamerayla da 4K kayıt alabiliyorsunuz.

Mate 30 Pro’da elbette gece modu da geliştirilmiş ve Huawei, bu modda şu an yine rakipsiz diyebiliriz. Hiç ışık yokken gece modunda rakiplere göre önemli fark koyan Mate 30 Pro, gece yapacağınız çekimlerde büyük keyif almanızı sağlayacak. Düşük ışıkta kademeli olarak pozlayarak fotoğrafı kaydedebilen telefon, böylece müthiş gece manzaraları yakalamanıza olanak tanıyor.

Mate 30 Pro’un kamera özelliklerine ilişkin yine elbette AI, yani yapay zekadan maksimum faydalanabildiğinizi, HDR özelliğini kullanabildiğinizi, makro çekimlerde detaylı sonuçlar alabildiğinizi söyleyelim ve şimdi Mate 30 Pro ile çektiğimiz fotoğraf ve videoları değerlendirmeye geçelim.

İlk başta şunu söylemek lazım: Telefonun ana kamerası varsayılan olarak 4:3 formatta 10 MP olarak açılıyor. 40 MP çekim yapmak istediğinizde bunu ayarlardan ayarlamayı unutmayın.

Mate 30 Pro ile çok sayıda fotoğraf ve video çektik. Gerek gün içinde gerek gece çekim koşullarında denediğimiz telefon fazlasıyla başarılı sonuçlar üretti.

Yüksek kontrastlı sahnelerde hem gölge hem obje detaylarını iyi yakalayabilen Mate 30 Pro, renk tonlamalarını gayet gerçekçi şekilde yansıtabiliyor. Dış mekanlarda renk ve iyi doygunluk seviyeleri içeren fotoğraflar çekebilen telefon, fotoğraflara yakınlaştırdığınızda da detay seviyesi selef model Mate 20 Pro’ya gerek Galaxy Note 10+’a göre daha iyi sonuçlar üretiyor.

Çekilen portre fotoğraflarında cilt tonlarını doğal olarak işleyebilen telefonun kameraları, video kayıt stabilizasyon konusunda özellikle dış mekanlarda yapılan çekimlerde fazlasıyla başarılı sonuçlar üretebiliyor.

Kaynak: Hürriyet