Soruşturmanın genişletilmesi üzerine Tabak hakkında ayrıca “Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasi ve askeri casusluk amacıyla temin etmek” suçundan Ankara 34. Ağır Ceza Mahkemesi’ne dava açıldı.
Savcı mütalaasında MİT’in mahrem yapılanmasında sözde öğretmenlik yapan sanığın MİT personeliyle azami gizlilikle özel evlerdeki örgütsel toplantıları organize ettiği belirtildi.
Öğrenci dediği MİT çalışanlarından devlet sırrı niteliğindeki gizli kalması gereken bilgileri temin ederek FETÖ’ye aktardığı için cezalandırılmasını istedi.
MİT’e ilk sızmanın 1994 yılında olduğunu, “Doktor Sinan” ve “Tahir” kod adlarını kullanan Murat Karabulut’un GATA mahrem yapı imamıyken MİT imamlığına atandığını belirten mahkeme, örgütün güncel MİT imamının halen ABD’de yaşayan Bülent Bişer olduğunu kaydetti.
Örgüt içinde MİT başkanlığının “Hastane”, MİT başkanının ise “Başhekim” adıyla kodlandırıldığına dikkat çeken mahkeme, sanık Alaattin Tabak’ın MİT’e sızan FETÖ üyelerine mahrem imamlık yaptığını, örgütçü MİT çalışanlarından temin ettiği devlet sırrı niteliğindeki bilgileri örgütün menfaatleri doğrultusunda kullandığı için siyasal veya askeri casusluk suçunu işlediğine kanaat getirdi.