Ericsson Türkiye’deki dijital dönüşümde stratejik iletişim teknoloji ortağı

Ericsson Türkiye’deki dijital dönüşümde stratejik iletişim teknoloji ortağı

Ericsson, Türkiye’nin dijital dönüşüm yolculuğunda yaptığı önemli atılımları nasıl destekliyor?

Ericsson, yaklaşık 130 yılı aşkın bir süredir Türkiye’de faaliyet gösteriyor. Ericsson olarak mobil iletişimin tüm aşamalarında varız ve aynı zamanda Bilgi ve İletişim Teknolojileri alanında donanım, yazılım ve çeşitli hizmetler sunuyoruz. Ericsson Araştırma Geliştirme ve Bilişim Hizmetleri A.Ş, Türkiye’de yazılım ve donanım üretmenin yanı sıra Ar-Ge çalışmalarıyla yerel ekonomiye büyük bir katkı sağlıyor.

Türkiye genelinde tüm iletişim teknolojilerine yönelik altyapının oluşturulmasında ve yönetilmesinde aktif bir rol oynadık ve bu rolü devam ettiriyoruz. Aynı zamanda geleceğin 5G ağlarında liderliğimizi devam ettiriyor ve Endüstri 4.0, Nesnelerin İnterneti (IoT), Özel Ağlar ve Otonom Araçlar konusunda faaliyet gösteriyoruz.

800’den fazla çalışanımıza ek olarak, iş ortaklarımızın 3.000’i aşkın çalışanı ile istihdama önemli derecede katkı sağlıyoruz.

class=”cf”>
Türkiye’nin devam eden dijitalleşmesinde araştırma ve geliştirme nasıl bir rol oynuyor?

Küresel ve yerel araştırma ve geliştirme faaliyetlerimiz ve stratejik odak alanlarımızdan biri olan BT sektörü, inovasyon sürekliliği olmadan ayakta kalamaz.

Önümüzdeki 10 yıla yönelik teknolojik fikirler oluşturmaya ve geliştirmeye odaklanan dünya geneline yayılmış 11 Ericsson Araştırma Merkezimizden biri İstanbul’da bulunuyor. Ericsson Türkiye Araştırma Laboratuvarımızı; kullanıcılar, sektör ve akademik paydaşlarla etkileşim halinde geleceğin dünyasına liderlik edecek inovasyonların hayata geçirilmesini kolaylaştırmak üzere TÜBİTAK iş birliği ile faaliyete geçirdik. Bilimsel üretim ve teknolojik bilgi birikiminin geleceğine önemli katkılar sağlayacak şekilde kuruldu. Araştırma merkezimizin en önemli iki odak alanı ağ protokolleri ve güvenlik.

Teknolojinin şaşırtıcı potansiyelinden faydalanan ekiplerimiz dünya genelinde 30’un üzerinde ülkeye teknoloji ve hizmet ihracatı yapıyor. Ayrıca ekiplerimizin Horizon 2020 ve ITEA dahil olmak üzere tamamlanan 140 Ar-Ge projesi ve üretim aşamasında olan 30’dan fazla TÜBİTAK onaylı projesi var. 

Türkiye’de geliştirilen IoT Manager ve canlı demolarla gerçek kullanım senaryolarını çalıştığımız ve yeni iş modellerinin geliştirilmesine destek sağladığımız İzmir’deki IoT Garage, kurumlar ve müşterilerimiz için önemli bir inovasyon ve ilham platformu sunuyor.

class=”cf”>
Ayrıca, geçtiğimiz günlerde yapay zeka, makine öğrenimi ve otomasyon avantajlarından faydalanarak müşterilerimizin yeni hizmetler geliştirebilmeleri için yeni yapay zeka ve otomasyon odaklı Yönetilen Hizmetler Mekezi’ni de hizmete açtık. 

Türkiye genelinde 5G bağlantısını etkinleştirmede ulaştığınız kilometre taşlarından bahseder misiniz?

Türkiye’de çok sayıda 5G denemesini tamamladık ve 22 Gbps hız seviyelerine ulaşarak ticari kullanımın önünü açtık. Önümüzdeki dört – beş yıl içinde 5G alanında pek çok yenilik göreceğiz. 5G teknolojisi, uzaktan sağlık hizmetlerinden sürücüsüz araçlara, yangınları haber veren kuş yuvalarından uzaktan kontrol edilen seralara kadar birçok alanda ilerlemelere olanak tanıyacak. Ericsson, her zaman olduğu gibi bu konuda da üzerine düşeni yapmaya devam edecek.

Öte yandan sektör lideri olarak Ericsson, 5G sistemlerimizi dünyanın dört bir yanındaki farklı operatörleri desteklemek üzere kullanıyor ve iş ortaklarımızın çeşitli uygulamaları denemelerine olanak tanıyoruz. Ayrıca İzmir Garage’da canlı IoT demolarının yanı sıra yeni iş fırsatlarını keşfetmelerine yardımcı oluyoruz.

Türkiye’nin dijital geleceğine yönelik kısa vadeli planlarınızdan bahsedebilir misiniz?

Telekomünikasyon ekosistemimizdeki tüm paydaşlarımızın bilgi birikimleri ve yenilikçi fikirleriyle bizi desteklemelerinden ve Türkiye’deki köklü faaliyetlerimize devam etmekten büyük gurur ve heyecan duyuyoruz. Türkiye’nin konumu ve sahip oldukları tüm bölgeye hitap etmek anlamına geliyor. Özellikle araştırma alanındaki devlet destekleri ve teşvikleri, geleceğin teknolojik fikirlerini ve patentlerini Türkiye’den şekillendirmenin yolunu açıyor.

class=”cf”>
İstanbul, İzmir ve Ankara’da bulunan Teknokent’lerde yer almak yeni mezun yeteneklere ulaşmamıza ve akademi ile çeşitli araştırma alanlarında işbirliği yapmamıza olanak tanıyor. Yeteneklere ulaşmak ve istihdam etmek, şirket olarak en önemli varlığımız olan insan kaynaklarımızla müşterilerimizin dijital yolculuklarını şekillendirmemize ve desteklememize katkı sağlıyor.

Bizim için önemli olan bu yatırımların devamı ve bu sektördeki tüm tedarikçiler için adil AR-GE yükümlülükleri ile mümkün oluyor. Konu, her bir şirketin yükümlülük oranının ne olduğunun ana hatlarıyla belirlenmesi olduğunda ana kriter olarak Türkiye’deki pazar payı öne çıkıyor. Bu, gerekli ölçeği yaratıyor ve şirketlerin ticari gelirleri ile doğru orantılı olarak Türkiye’ye yatırım yapmaya teşvik ediyor. Bu aynı zamanda şirketlerin pazarda daha da rekabetçi olmalarına olanak tanıyor.

İlandır

.bigpara-banner {display: block; width: 100%;margin: 15px 0;float: left;}.bigpara-banner-link{display: block;width: 100%;}.bigpara-banner img{display: none; width: 100%;}.bigpara-banner .web{display: block; width: 100%;}@media screen and (max-width:767px){.bigpara-banner .web{display: none;} .bigpara-banner .mobile{display: block;} }

Kaynak: Hürriyet


En son haberler

Bunları da okuyun

Exit mobile version