COVID-19 KONUŞUYOR…

COVID-19 KONUŞUYOR…

Dünyalıların yaptığı reçeteyle doğdum. Silah sanayisini, ilaç sanayisine evirmeyi misyon edindim. Yılbaşına sayılı günler kala, sinsi sinsi  sızdım aranıza. 2019’da doğduğum için tıp dünyası bana Covid-19 adını kodlamışlar.

Taç şeklinde iğneli çok sayıdaki uçlarımdan en keskin olanını, ACE 2 Proteinine batırıp, kendimi insanın hücresine zerk ederek yayılıyorum.

Akciğerdeki iltihaplanmayı engelleyen tek kalkan ACE2 imiş. Onu yok edersem beni herkes daha iyi tanıyacaktı ve ne kadar kötü olduğumu bilecekti.

Kaleyi mikrobumla içten fethederken, gezegeninizdeki tüm dünyalıları panik atakla ruhlarına da yara açarak tıp literatürüne coronofobi ismini yazdırdım.

Nüfusa kayıdımı Çin’in Wuhan kentinde yaptıklarına göre o sınırlarda kalacağımı düşündüler ama yanıldılar.

Dünyalıların söylediği “Gerçek ayakkabısını giymeden, yalan dünyayı üç kez dolaşırmış”sözü de sanki benim için yazılmış. Beni göremeseniz de, bütün uyduruk beyanlarınızı tekzip edecek kadar sevimsiz bir gerçeğim.

Gezegeninizin corona-belasıyım. Benim yanımda veba, ebola, sars mikroplarının esamesi bile okunmaz.

Çin’de ucuz işçilik sayesinde, dünyaya açılan ekonomisine ağır darbe vurdum.

Sönmemiş ateşimin koru ile 10.000 km uzaklıktaki dünyanın çizme şekilli ülkesi İtalya’ya kendimi attım. İtalyanlar maalesef benim bu kadar kötü olacağımı anlamamışlar ve önlem almamışlar. İtalya’daki ölüm hızımda, Çin rekorumu egale ettim.

Ölüm kustum.

Yerimde durmadım, mikrobumu yaydım en cool ülkelere. Fransa, İngiltere, İspanya’da dünyalıları hayattan lezzet almayacal hale getirdim. İngiltere Kraliyet ailesini özgürlüğe hasret bıraktım.Sağ olanları evlerine hapis ettim.

Okyanus ötesi vız gelir dedim Amerika’ya da saldım mikrobumu. Dünyayı, büyük çaplı blender ile karıştırdım.

Sıcakta nötr virüs olacağım ile ilgili beyanda bulunan dünyalılara, bişey anlatmak için 40 derece sıcakta olan Avustralya’yı da etki altına aldım.

Yetmedi İran’ı salladım.

Okulları, ofisleri kapattırdım. İbadethaneleri, alış veriş merkezlerinizi kapattırdım. Eğlencenizi elinizden aldım. Bir biletle dünyanın bir ucuna fink atan dünyalıları, ev hücresine hapsettim.

Niye bu kadar acımasız bir mikroptum ben sordunuz mu kendinize?

Her gün dünyanızda 8500 kişi açlıktan ölüyorken, birileri fazla gelen yiyecekleri çöpe dökerken siz kayıtsız kaldınız.

Saçma sapan egoları , arzuları yüzünden milyonlarca sivili katleden, kocamış virüslere karşı kale olmayıp, piyon olmayı tercih ederken siz hiç birşey yokmuş gibi vur patlasın çal oynasın diyerek üç maymundan rol çaldınız.

Ülkelerinizi yönetenlerden tutun da, ulaşmanın imkansız olduğunu sandığınız starlara musallat olduğumda benim tehlikemi farkettiniz.

Masumiyetinden midir nedir bilmem, çocuklara ve hayvanlara dokunmadım.

Kızıldereliniz doğru söylemiş. “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak” siyah -beyaz adam…

Dünyaya geleli 3 ay olmuş. Geçtiğim yerler felaket senaryosu dizin boyunu aşmış.

Sizin bilim insanlarınız çok zeki. Vebayı, ebolayı, sarsı sildiklerine göre beni de yok edecekler biliyorum.

Dünyalılara, bir mikrop nasihat eder mi bilmem ama ben ederim.

Virüsü uzakta aramayın.

Virüs içinizde.

Felaketleri, film izler gibi izleyişinizde. Açlıktan ölen insanları görmezden gelişinizde.

Bana dokunmayan yılanı bin yıl yaşatan, yozlaşmış zihniyetinizde.

Çocuk istismarcılarına hakettiği cezayı veremeyişinizde.

Kadınların, zayıf yönlerinden beslenen kan emici yaratıklarda.

Siz, bana karşı “el temizliği nasıl yapılır” konulu kamu spotu yapacağınıza, oturunda kalbiniz ve beyninizdeki körleşmiş virüslerinizi temizleyin.

Ben de diğer mikrop arkadaşlarım gibi insanlardan ziyade insanlığınızı yokladım ve gideceğim. Benden sonra da ziyaretçileriniz olacak. Bu kadar hazırlıksız olmayın. İlime ve bilime önem verin. Tedbirinizi elden bırakmayın. Birlik ve dirlik içinde olun.

Seyhan Özgün

Kaynak: Airline Haber


En son haberler

Bunları da okuyun

Exit mobile version