ÇORLU’NUN PİSTİNİ DE KIRACAK MISINIZ? – Airline Haber

Değerli okurlar, geçtiğimiz haftanın en önemli olayı Atatürk Havalimanına iş makinelerinin dalması idi ! Bakınca gerçekten insan gözlerine inanamıyor. Sanki iş makineleri fuarı var, onlarcası sıra sıra dizilmiş. Bir yanıyla da, bir çeşit gövde gösterisi, meydan okuma veya inatlaşmanın yansıması… 

AĞAÇLAR NEREYE NAKLEDİLDİ?

Üçüncü Havalimanı ile ilgili ilk yazılarımdan birini bundan tam 5 yıl önce Mayıs 2017’de yazmıştım. Kuzey Marmara Otoyolu dahil tam 2.5 milyon ağacın kesildiği açıklanmıştı. Kuzey Ormanları Savunması isimli sivil toplum kuruluşu ise bu rakamın 13 milyona ulaştığını belirtmişlerdi. O yazımda konuyu şöyle irdelemiştim:

“Kesilenlerin dışında 1,8 milyon ağacın nakledilmesi öngörülmüş…” Yahu birader, On yıllardır o toprağa tutunmuş bir ağacı kökünden söküp nereye götürüyorsun? O ağaç gittiği yerde “hiçbir şey olmamış gibi” yaşamını devam ettirebilir mi? Ağaç bu, devlet memuru değil ki, oradan oraya tayin edesin? Ya yeni diktiğiniz ağaçlar? 2 milyon diyorsunuz da, nasıl bileceğiz bu rakam doğru mu, yanlış mı? Noter huzurunda mı diktiniz?”

Biliyorsunuz Atatürk Havalimanının işletmecisi TAV ile olan sözleşme 3 Ocak 2021 tarihinde bitecekti. Yani Yap- işlet-Devret modeli Kirala-İşlet-Devret şekline dönmüştü. Yani 2021 başında kiracıyı çıkartınca terminal, mal sahibi olan devlete dolayısı ile millete geri dönecekti. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un “Atatürk Havalimanı yıkılıyor diye bir algı peşindeler. Atatürk Havalimanı yıkılmıyor, aksine Atatürk Havalimanı milletimize armağan ediliyor. Atatürk Havalimanı inşa ve ihya ediliyor.” sözlerini okuyunca şaşırmadım desem yalan olur. Zaten millete ait olan bir milli servetin nasıl tekrar millete armağan edileceğini anlamadım doğrusu.

“AVRUPA YAKASINDA TEK HAVALİMANI” SÖZLEŞMEDE VAR…

Kaldığımız yerden devam edelim. Sözleşme bitene kadar 2 yıl daha Atatürk Havalimanı açık kalsa idi, yaklaşık 340 milyon dolar elde edecek olan devletimiz, 3. Havalimanı erken açılsın diye bu paradan vazgeçip üste de TAV işletmesine 389 milyon euro ödemişti. Bu ödeme ile ilgili dönemin Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan’ın açıklaması da bir hayli ilginçti: ”Halka arzlı bir şirket olan TAV İstanbul Terminal İşletmeciliği A.Ş.’nin aynı zamanda yüzde 44 hissesinin yabancı ortağa ait olması da dikkate alınarak…” Nasıl yani, TAV tamamen Türk şirketi olsaydı para mara ödenmeyecek miydi?. Yabancı sermaye işin içine girince farklı oluyor işler…

Geçtiğimiz hafta o koca koca matkaplar milyarlık pistleri delmeye başlayınca İGA eski CEO’su Hüseyin Keskin’in bir videosu gündeme bomba gibi düştü ! Meğer Keskin bey yıllar önce Avrupa yakasında tek havalimanı olacağının şartnameye konulduğunu itiraf etmişmiş. Yahu birader, Aralık 2019 tarihli yazımızda yazmışız zaten bunu… Bakın ne demişiz o yazımızda: 

“Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü ile İGA Havalimanı İşletmesi A.Ş. arasında akdedilen Uygulama Sözleşmesi’nin 17. Maddesine göre, İstanbul Yeni Havalimanının İstanbul’un Avrupa Yakasında tarifeli ve tarifesiz iç ve dış hat ticari yolcu taşımacılığına yönelik seferlere açık tek havalimanı olacağının taahhüdü verilmiş. Sadece genel havacılık, bakım onarım, müstakil kargo ve Devlet uçakları ile yapılan uçuşlar ile özel VIP/CIP uçuşları bu taahhüdün dışında tutulmuş”

Neymiş, bırak şartnameyi adamlar sözleşmeye koydurmuşlar. Ama haklarını yemeyelim, diğer havalimanlarını yıkacaksın, tarumar edeceksin, dememişler. Zaten “ne olur ne olmaz, yarın birileri çıkar, Atatürk Havalimanını yeniden açmaya falan kalkar” diye şimdi yıkıma girişmek, 2.5 milyar dolarlık pistleri kırmak, Uluslararası değerlendirmelere göre 2018 yılında Avrupa’da beşinci, dünyada onuncu sırada bulunan bir milli serveti yok etmek için de müteahhide 2.5 milyar TL ödemenin akılla mantıkla izahı olabilir mi? Hangisi hatırlamıyorum, bir sayın bakan şöyle demişti geçenlerde: ”İstanbul’un üçüncü havalimanına ihtiyacı yok.” Eee niye yaptınız üçüncü havalimanını? Yıllar önce şu örneği vermiştim. “Kardeşim Yavuz Selim köprüsünü yaptınız diye Boğaz Köprüsünü ve Fatih Sultan Mehmet köprülerini yıktınız mı? Bakın ne güzel üç köprü birden çalışıyor işte…” Haa Üçüncü köprüde işler iyi gitmezse yıkarlar mı bilmem ama birinci ve ikinci köprüye öyle bir zam yaparlar ki, millet eli mecbur üçüncü köprüye yönelir ! Hülasa hem İGA’nın hem de Atatürk Havalimanının aynı anda hizmet vermesinin önünde engel yok. Bu işi bilenler hava koridorlarını yeniden düzenleyerek sorunun çözüleceğini söylüyorlar.

SABİHA GÖKÇEN FARKI KAPATTI.

İşin aslına bakarsanız, üçüncü havalimanına milletin bir türlü alışamadığı ortada. Bakın İstanbul’da iki havalimanı varken 2018 yılında Atatürk Havalimanını kullanan toplam yolcu sayısı 68 milyon, Sabiha Gökçen Havalimanını kullananların sayısı ise 35 milyon imiş. Yani kabaca her 100 yolcunun 66’sınıi Atatürk Havalimanı, 34’ünü S.Gökçen havalimanı almış. 2019’u saymıyorum, o yılın ilk 3 ayı Atatürk, son 9 ayı İGA’ya ait. 2020 yılında 23.5 milyon yolcu ağırlayan İGA’ya karşılık S. Gökçen Havalimanının payı 17 milyon yolcu olmuş. 100 yolcu hesabına göre Sabiha Gökçen’in payı 42’ye yükselmiş. 2021’de İGA 37 milyona (% 60) S. Gökçen ise 25 milyona (%40) ulaşmış. Bakalım İGA, Sabiha Gökçen karşısında 2’ye 1 dengesine kaç yılda ulaşabilecek?

Rakip havalimanının imha edilmesi denince aklıma geldi. Biliyorsunuz, Avrupa yakasında bir havalimanı daha var. 1998’de açılan ve gerek dağılmış Sovyet Cumhuriyetlerinin ve gerekse Balkan ülkelerinin vatandaşlarına hizmet vermek üzere yapılan Çorlu havalimanı. Yıllık 600.000 yolcu kapasitesine sahip ve halen aktif. Hava koşullarından dolayı İGA’ya inemeyen uçakların yedek meydan olarak kurtarıcısı. En son 2017 verilerine göre İç ve dış hat yolcu toplamı yaklaşık 105.000 rakamına ulaşmış. Daha ekonomik olduğu için charter seferleri hatta teknik imkanların izin verdiği ölçüde kargo seferlerine ev sahipliği yapabilir. İster misiniz, bugün İstanbul’un Avrupa yakasında başka havalimanı olamaz diyenler, yarın kalkıp Trakya’da da rakip havalimanı istemeyiz deyip Çorlu’nun pistini de kırmaya başlasınlar? 

THY’NİN 1000 TL PARASI YOK MU?

20 Mayıs THY’nin kuruluşunun 89. Yıldönümüydü. Bayrak taşıyıcımız bir kısa film ve birkaç tweet ile bu önemli günü geçiştiriverdi. İnsan düşünmeden edemiyor. Bilmem kaç milyar dolarlık şirketsiniz, 1000 TL’ye bir çelenk alıp bu ülkenin ve THY’nin kurucusuna minnetinizi ifade etmek için Taksim’deki Cumhuriyet anıtına gidip 1 dakika saygı duruşunda bulunmak aklınıza gelmedi mi? Bakın çok değil 25-30 sene önceki Genel Müdürleri, Yönetim Kurullarını kimse hatırlamıyor. Sizleri de hatırlamayacak ama hem Cumhuriyetimiz hem de inanıyoruz ki. THY’miz ilelebet yaşayacaktır.

Kaynak: Airline Haber