Bursa ve Bilecik’te bayramı namazı saat kaçta kılınacak? 2020 Bursa bayram namazı saati… (İl il bayram namazı saati)

Bursa ve Bilecik’te bayramı namazı saat kaçta kılınacak? 2020 Bursa bayram namazı saati… (İl il bayram namazı saati)

Bu yıl Temmuz ayının son gününde kutlanacak bayram için vatandaşlar “Bursa bayram namazı saat kaçta” merak ediyor. Kutlanacak bayramı ibadetlerle karşılamak isteyenler için bayram namazı vakitleri haberimizin içerisinde yer alıyor.

BURSA’DA BAYRAM NAMAZI KAÇTA?

31 Temmuz 2020 Cuma günü kılınacak olan bayram namazı saati Bursa için 06:34‘ dür.

BİLECİK BAYRAM NAMAZI VAKTİ

31 Temmuz 2020 Cuma günü kılınacak olan bayram namazı Bilecik için 06:30‘dur

İL İL BAYRAM NAMAZI VAKİTLERİ

KURBAN İBADETİNİN HÜKMÜ NEDİR?

Sözlükte yaklaşmak, Allah’a yakınlaşmaya vesile olan şey anlamlarına gelen kurban dinî bir terim olarak, Allah’a yaklaşmak ve O’nun rızasına ermek için ibadet maksadıyla, belirli şartları taşıyan hayvanı usûlüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IX, 452). Kurban bayramında kesilen kurbana udhiyye, hacda kesilen kurbana ise hedy denir.

Akıl sağlığı yerinde, hür, mukim ve dinî ölçülere göre zengin sayılan mümin, ilâhî rızayı kazanmak gayesiyle kurbanını kesmekle hem Cenab-ı Hakk’a yaklaşmakta, hem de maddi durumlarının yetersiz olması sebebiyle kurban kesemeyenlere yardımda bulunmaktadır (Serahsî, el-Mebsût, XII, 8; İbn Nüceym, el-Bahr, VIII, 197). Bu ibadetin ruhunda Hakk’a yakınlık ve halka fedakârlıkta bulunma anlayışı vardır. Kurban, bir müslümanın bütün varlığını, gerektiğinde Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun bir nişanesidir.

Mezheplerin çoğuna göre udhiyye kurbanı kesmek sünnettir (İbn Rüşd, Bidâye, I, 429). Hanefî mezhebinde ise tercih edilen görüş, kurbanın vacip olduğudur (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 146). Kurban, -fıkhî hükmü ne olursa olsun- müslüman toplumların belirli simgesi ve şiarı sayılan ibadetlerden biri olarak asırlardan beri özellikle milletimizin dinî hayatında önemli bir yer tutmaktadır.

BURSA’NIN ÜNLÜ CAMİLERİ

Ulu Cami

Kent merkezinde, Atatürk Caddesi üzerindedir. Osmanlı sultanlarından Yıldırım Bayezıd tarafından yaptırılmış olup, 1400 yılında tamamlanmıştır. Mimarının Ali Neccar olduğu sanılmaktadır. Mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne aittir.

Caminin inşasına ait bir menkıbe vardır. Rivayete göre; Yıldırım Bayezıd, Niğbolu muharebesinde muzaffer olunca yirmi cami yaptırmaya karar verir. Bursa’ya geldiğinde bu fikrini damadı olan Emir Sultan’a söylemiş, O’da yirmi cami yerine yirmi kubbeli bir cami yapılmasını tavsiye etmiştir. Caminin yeri de Emir Sultan’a, rüyasında manevi bir işaretle gösterilmiş, ertesi gün bu işaret edilen yerde çimen bittiği görülerek caminin yeri tespit edilmiştir. Karar Padişaha bildirilmiş, Padişah da bunu uygun görerek caminin inşasını başlatmıştır. Cami, Niğbolu zaferinde kazanılan ganimet mallarıyla yaptırılmıştır.

Ulu Camii ile ilgili bir diğer menkıbe de şadırvanı hakkındadır; Cami’nin inşaatı esnasında şadırvanın yerinde yaşlıca bir kadına ait bir ev olduğu ve gönül rızası ile satmadığı için devlet büyüklerinin İslam hukukuna saygıları gereği zorla almadığı anlatılır. Bu ev, namaz kılma mahalli dışında olmak kaydıyla ve üstü açık şekilde öylece bırakılmıştır. Kadının vefatından sonra bu yerin camiye dahil edildiği rivayet edilmektedir. Boş bırakılan bu yerde bulunan şu anki şadırvan daha sonraki yıllarda İstanbul’dan Bursa’ya siyasi sürgün olarak gelen Karaçelebizade Abdulaziz Efendi tarafından yaptırılmıştır. Seyyah Evliya Çelebi 1640’lı yıllarda suyu Uludağ’dan gelen bu güzel havuzun içinde alabalıkların yüzdüğünü ifade eder. En tepeden Allah’ın birliğini ifade edercesine tek merkezden kaynayan bu şadırvanın suyu, havuza dökülürken Allah’ı teşbih eder gibi otuz üç ayrı yerden akmaktadır.

Emir Sultan Camii

Cami, aynı adla anılan mahallededir. 15. yüzyılın başında, Yıldırım Bayezid’in kızı ve Emir Sultan’ın eşi Fatma Hundi Hatun tarafından yaptırılmıştır. Mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne aittir.

Kare planlı ibadet alanının üzerini büyük bir kubbe örtmektedir. Giriş bölümünde şadırvanlı, geniş ve güzel bir avlusu vardır. Bursa camileri içinde en geniş ve en güzel avlusu olan camidir. Avlu, 16 kaş kemerli ahşap kagir revakla çevrilidir. Kuzeydoğu ve güneybatı köşelerinde, taştan yapılmış iki minaresi vardır. Cami ve son ibadet yerinin tabanları tuğla, avlu ise taş döşelidir. Yapının beden duvarları taş ve tuğladan yapılmıştır. 1795 yılında tamamen yıkılmış ve 1804 yılında III. Selim tarafından tekrar yaptırılmıştır. 1855 depreminde zarar gören cami tekrar onarılmış, bu onarımlar nedeniyle özgünlüğünü büyük ölçüde yitirmiştir.

Caminin avlusunda bulunan türbede; Emir Sultan, oğlu Emir Ali, eşi Hundi Hatun ve iki kızı yatmaktadır. Türbenin iki tarafında odalar yer alır.
Yeşil Cami

Yeşil Semti’nde bulunan cami, 1419 yılında Yıldırım Bayezıt’ın oğlu Çelebi Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne aittir.

Cami Yeşil Külliyesi içinde yer alır. Kanatlı camiler (Ters T) grubunun en seçkin örneklerindendir. Planı bakımından kendisinden önceki Yıldırım Camii’ni andırır. Son cemaat yeri bulunmamakla birlikte, kuzey cephedeki kemer üzengileri, beş bölmeli bir son cemaat yerinin planlandığı, ancak her nedenle gerçekleştirilemediğini göstermektedir. İsmini, bir zamanlar minarelerinde bulunan yeşil ağırlıklı çini süslemelerinden aldığı muhtemeldir. 1640 yılında Bursa’ya gelen Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde, caminin minaresi gibi kubbelerinin de yeşil çinilerle kaplı olduğunu yazmaktadır.

Orhan Bey Camii

1339 yılında Osmanlı Sultanı Orhan Bey tarafından yaptırtılmıştır. Caminin çeşitli cephelerinde, belli bir düzene uyulmaksızın tuğla ve kesme taş kullanılmıştır. Beş bölümlü ve sivri kemerli son cemaat yeri ortada üç küçük kubbe, yanlarda tonozla örtülüdür. Yapıda yer alan motifler son derece sadedir. Cami, 1576 yılında genişletilmiştir.

Yıldırım Camii

Bursa kentinde bulunan Yıldırım Bayezit tarafından 1390’lı yıllarda yaptırtılmıştır. Anıtsal bir görünümü vardır. Ters “T” planlı camilerin en özgünü olan cami, Bursa tipi kemerlerin ilk kullanıldığı yapıdır. Caminin duvarları düzgün kesme taş ile örülmüştür. Özenli bir taş işçiliğine sahiptir. 19. yüzyılda depremde iki minaresi de yıkılmış, bugün bina dışında olan minare sonradan yapılmıştır.

Kaynak: Sözcü


En son haberler

Bunları da okuyun

Exit mobile version