Barkey ve Fuller’in yanında yer alan liberal-muhafazakar

✔ 1980 sonrasında toplumu istedikleri gibi şekillendirdiler
✔ Atatürk kötü, Cumhuriyet de ‘dikta’dır propagandası yaptılar
✔ Fetullah-Kürtçüler ve liberal-İslamcı aynı cephede yer aldı
✔ Mimarları da… CIA ajanları Henri Barkey ve Graham Fuller’di
“… Günümüz Türkiye’sinde, Kemalizm ne kadar eleştirilirse, cumhuriyetin kazanımları ne kadar küçümsenirse… O kadar devrimci olunacağına ilişkin bir akıl tutulması sürüp gitmektedir….” Abant İzzet Baysal Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Yaşlı’nın,  10 Ağustos 2010 tarihinde, “Ulusalcılık nedir, ne değildir?” başlıklı yazısından çarpıcı bir bölümle başladım…

TARTIŞMAYI GÜL BAŞLATTI

Dün şu soruya yanıt aramıştım:

“Muhafazakarlar ulusalcı mı oldu?” 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kendisine yönelik muhafazakar kanattan gelen eleştirilere, Karar Gazetesi’nde verdiği “Muhafazakarlar ulusalcılaşıyor” cümlesi üzerinden “Hesaplaşma Kemalizm üzerinden” demiştim.

Çarpıcı olan şu:

Liberallere, Fetullahçılara, Kürt milliyetçilerine ve Abdullah Gül gibi isimlere göre ulusalcı olmak ‘faşist’ olmakla aynı kategoride yer alıyor! Doğru mu? Değil!

Ancak…

21’inci yüzyılın en güçlü silahı “Algı operasyonu” yapmak! Algı operasyonunun tanımını hatırlayalım:  “Toplumu, istenilen şekilde düşünmeye ikna etmek için etkilemek.”

İlker Başbuğ, konuşmalarını sık sık ulus-devlet vurgusu yapmıştı.

ATATÜRK’TEN VAZGEÇİN EMRİ!

Özellikle 1980 sonrasından yapılan operasyon tam da buydu ve toplumu istenilen şekilde düşünmeye ikna etmek!

Neye ikna ettiler?

Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘kötü’ olduğuna…

Cumhuriyet’in ‘faşist bir anlayış’ üzerine inşa edildiğine!

Türkiye’yi kurtaracak tek sistemin ‘Liberalizm’ ve dünyanın ‘küresel bir köy’ olduğuna…

Bunların doğru olmadığını söyleyenleri de ‘faşist ve ulusalcı’ olmakla suçladılar! Oysa…

Onların istediği ‘küresel dünyaya teslim olun’du…

Ulusalcılar dedi ki…

“Bağımsızlık şart. Özgün anlayış ve ayakları bu topraklara basan çizgi daha doğru… Özgürlük de adalet de olmalı ancak birinci şart bağımsızlık…”

Hatta…

BAŞBUĞ NEDEN HEDEF OLDU

Ülkeler yeniden ulus-devletlerini inşa ederken bize dayatılan “Cumhuriyet’in kazanımlarından vazgeçin” talimatı oldu!

İşte bu yüzden Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’dan rahatsız oldular…

Nasıl mı?

Tarih 28 Ağustos 2008… Orgeneral İlker Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’ndaki devir-teslim töreninde yaptığı konuşmada şu tespitleri yapmıştı: 

“… Giderek güçlenen bazı cemaatler, ekonomiyi yönlendirmeye, sosyo-politik yaşamı biçimlendirmeye, dine bağlı bir yaşam tarzı olarak sosyal kimliklerini ortaya koymaya çalışmaktadırlar. Ancak bu sosyal gerçek doğru analiz edildiği takdirde bu oluşuma karşı alınacak tedbirlerin başarı şansı olabilir. Bize göre Türkiye’nin ulus–devlet yapısı tartışılacak ve tartışmaya açılabilecek bir konu değildir. Çünkü bu yapı Türkiye’nin varlığı ile doğrudan doğruya ilgilidir.”

Peki, Türkiye nasıl ve kim tarafından hedef oldu?
“2010 Eylül referandumu, Türk devletinin ideolojik altyapısını dağıtmanın başlangıcı” 
Sık sık gündeme getiriyorum…

Tarih 26 Şubat 1990… Cumhuriyet Gazetesi  Washington Temsilcisi Ufuk Güldemir, CIA’nın Ortadoğu Masası eski yöneticisi Graham Fuller’le bir röportaj yapar. Fuller’i Türkiye’yle tanıştıran gazeteciyle CIA ajanı ‘Kemalizm’i konuşurlar ve Fuller şöyle der:

Henri Barkey

“…Türkiye artık ulusal kimliğini, yörüngesini, dünyadaki rolünü, hatta İslam’ın günlük yaşamdaki yerini yeniden düşünmelidir. Türkiye, demokrasi ile İslam’ın bir arada yaşatılabileceği modern bir formül bulsa, İran ve Arap dünyasına olağanüstü büyük bir entelektüel öncülük yapmış olur.”

‘Kemalizm bitti’ diyen Fuller, ABD’de yayımlanan “The National Interest” (Ulusal Çıkar) adlı derginin Sonbahar 2000 tarihli sayında şöyle der:

“Bugün Türk devletinin bir sorunu varsa, bu da aslında Kemalizmin değişmez bir değerler paketi olarak var olmayı sürdürmesidir. Daha önemlisi liberal olmayan bu düzen, Türkiye’nin demokratik değişimini engellemekte, İslamcılık ve Kürtler gibi iki ana sorunun çözümüne de zorlaştırmaktadır.”

15 Temmuz 2016’daki NATO’cu FETÖ darbe girişimin ardından haklarında yakalama çıkarılan CIA ajanları Graham Fuller ve Henri Barkey’in 1990’lı yıllardan bu yana Türkiye’ye giydirmek istedikleri elbise ‘Liberal İslam’dı!

Graham Fuller

BARKEY NE DEDİ?

Barkey 22 Kasım 2010’da “Fetullahçıların Anayasa referandumunun” ardından şöyle demişti: “… Kavga bugün Kemalizm üzerinde yürümektedir. Eylül referandumu, (Anayasa referadumu) Türk devletinin ideolojik altyapısını dağıtmanın başlangıcıdır.”

CIA ajanı Henri Barkey’in dediği ‘ideolojik altayapıyı’ dağıttılar. Ergenekon, Balyoz, Casusluk, Şike kumpaslarıyla, (iktidarın da içinde olduğu, sonrasında ‘hatasını anladığı’) dönüşümü Fetullah- liberaller eliyle gerçekleştirdiler.

İşte… Bugün muhafazakarların ulusalcı olmasından kaygı duyanlar…

Türk devletinin ideolojik altyapısını dağıtmanın başlangıcı olan 12 Eylül 2010’daki referandumda ‘Evet’ cephesinde yer alanlardır!

Kaynak: Sözcü