Bireysel başvurunun ekili olabilmesinin ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına bağlı olduğunu belirten Arslan, Türkiye İşçi Partisinden milletvekili seçilen Gezi Parkı davası hükümlüsü Can Atalay hakkında verilen ihlal kararına uyulmamasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
AYM KARARLARINA UYULMAMASININ ANAYASAL VE YASAL ZEMİNİ YOKTUR
Arslan, “Temyizden geçerek kesinleşmiş yargı kararlarından sonra AYM’nin verdiği karar ve yaptığı yorumdan sonra görüş farklılıklarının, yorum farklılıklarının bulunduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına uyulmamasının hiçbir anayasal ve yasal zemini, temeli yoktur” ifadelerine yer verdi.
KARARLARA UYULMASI ANAYASAL BİR ZORUNLULUKTUR
Anayasa Mahkemesi’nin ihlalin tespitinin yanında bu ihlalin nasıl giderileceğini, ihlalin sonuçlarının nasıl ortadan kaldırılacağını göstermek zorunda olduğuna dikkat çeken Arslan, “İhlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması kural olarak ihlal öncesi hale getirmeyi gerektirir. İhlal şayet yargı kararından kaynaklanıyorsa bu yargı kararının ortadan kaldırılmasıyla sağlanabilir. AYM’nin kararlarını ve anayasa hükümlerine ilişkin yorumlarını beğenmeyebilir ve katılmayabilirsiniz. Ancak bir hukuk devletinde katılmasak da bu kararlara uyulması anayasal bir zorunluluktur” dedi.
ANAYASA’DA 153. MADDE OLMASAYDI DA SONUÇ DEĞİŞMEYECEKTİ
Anayasa’nın 153. Maddesine göre Anayasa Mahkemesi kararlarının kesin olduğunu belirten Arslan, “Anayasa’da 153. Madde diye bir madde olmasaydı da bu sonuç değişmeyecekti. İhlal kararlarının icrası sadece Anayasa’nın 153. Maddesinin bir gereği değildir. Kararların uygulanması aynı zamanda ve her şeyden evvel Anayasa’nın hepimizi bağlayan ve kullandığımız yetkilerin meşruiyetini sağlayan bir toplum sözleşmesi olması, bu sözleşmeye sadakat yükümlülüğünün ve ahde vefa ilkesinin zorunlu bir sonucudur” diye konuştu.
Arslan’ın konuşmasının ardından Anayasa Mahkemesi’nin yeni üyesi Yılmaz Akçil yemin etti. Akçil’e kisvesini giydiren Arslan, Akçil’i tebrik etti.
KAYNAK-SABAH